– Beni üzmeni istemiyorum,
– Şu an çok üzülüyorum bak bırak onu,
– Onu yaparsan üzülürüm bak,
– Üzülmek istemiyorum lütfen sesini kes,
– Üzülürüm eğer o tabağını bitirmezsen,
– Okula gitmezsen çok üzülürüm,
– Uyumazsan üzülürüm,
– Topla odanı çabuk, üzme beni,
– Offf yeter yaa üzülücem artık… vs. vs…
?? Buna benzer cümleler ile çocukta davranış düzeltilmez.
O anlık dediğiniz şey yerine gelir belki ancak bir süre sonra çocukta ya minnet duygusu, edilgenlik oluşturur ya da anlaşılamamazlıktan kaynaklanan hırçınlık doğurabilir.✋
PEKALA NE DİYELİM?
Çocuk problemlerinin çoğu size yansıdığı şekilde değildir.
Temelde yatan farklı sebeplerin / ihmallerin / duyamamazlıkların size yansımış halidir..
♦ Mesela şu anda neden böyle yapıyor offf yaaa diyerek takılır kalırsanız, az önce onun size seslenmesini önemsemediğiniz için şimdi çığlık atarak seslenmesini terbiyesizlik olarak yorumlayabilirsiniz..
♦ Kardeşi ile problem yaşayan büyük çocuğa “Sen yapma büyüksün, sen cevap verme abisin” gibi dışlayıcı bir tutum sergiler ve ona abilik / ablalık statüsü vermezseniz; biraz sonra kardeşine de size de daha fazla kinlenerek hamle yaptığını görmüş olacaksınız..
♦ Çocuk genelde doymadan sofradan kalkmaz. Doydum diyorsa ve çitos jelibon kola gibi yapay gıdalar tüketmiyorsa yemek problemi yok denecek kadar az olmaktadır.
Doydum diyorsa zorlamak veya minnet altında bırakacak duygu sömürüleri yapmak, baskı kurmak, tehdit etmek, rüşvetlere (ödül ve mükafat da diyorlar) boğmak doğru değildir.
Doydum diyorsa doymuştur ve bir köşede atıştırmalık doğal kuru yemişleri (kuru incir, kuru kayısı, kuru dut, gün kurusu, hurma, leblebi, çeviz içi, kuru üzüm vs.) var ise oradan da arada beslenecektir.
“Ben artık yemek istemiyorum” diyerek ölen çocuk görmedim hiç. Ama acıktığında ortalığı yıkan çocuk çok gördüm.
Yeter ki ondaki damak tadını ve açlık hissini yapay gıdalara ve psikolojik baskılara boğarak öldürmeyelim..
♦ Merak ettiği nesneyi incelemek istediğinde onu engelleyici ürkütücü sözler sarf ederek durdurabilirsiniz ancak çocuk merak ettiği şeyi denemeden oradan ayrılmak istemeyecektir.
Çocuğa karşı zamanınızı geniş tutarak denetirseniz, yapmasına fırsat tanırsanız zaten işi bittiğinde başka bir şeye geçecektir. Şu an eşya ve hadiseler arasındaki ilişkiyi inceleyerek kendi kendine o ilişkiyi keşfetmek istiyor olabilir. Amacı evi dağıtmak değil, keşfetmektir..
♦ Kötü söz söyledi diye alçaltıcı hitaplar ile çocuğu küçümser veya kıyaslarsanız; o kötü sözleri nereden öğrendi ki acaba asıl onu kaçırmış olursunuz.
Sizden korkmayacak yaşa kadar sizden gizli o sözleri ve davranışlar sergiler, sizde görmezsiniz. Ancak size gücü yetmeye başladığı vakitlere, örneğin ergenliğe geldiğinde bir anda pençelerini çıkarıp size de tepki gösterdiğini şaşkınlıkla izlersiniz.
O sebeple önce kötü söz/davranış nereden öğrenildi acaba diyerek kaynakla irtibatı kesilmeli akabinde o söz ve davranışa tepkisiz kalınarak normal yaşamınıza devam etmelisiniz.
♦ Okul reddi veya uyumsuzluğu varsa önce gelişim dönemine bakılır. Acaba şuan fiziksel ve zihinsel olarak okula uyum sağlayacak dönemde mi?
Tamam yaş olarak belki tavsiye edilen bir yaşta ancak gerçek manada o yaşın davranışlarını sergileyebiliyor mu?
Öğretmeni ile arası nasıl?
Ödülsüz cezasız ve koşulsuz bir sevgi ile yaklaşılıyor mu?
Tehdit, korku, “Yemek yemezsen anneni göremezsin, dersi dinlemezsen dışarı çıkamazsın” tarzında tehditler var mı yok mu?
Bu ve benzeri durumları göremezseniz evladınızı boşa zorlar baskılarsınız.
———