Çocuğundaki sıkıntılar için danışmanlığa gelen anne babalara önce aralarındaki ilişkiyi düzenlemeyi tavsiye ettiğimde, “bizim için öncelik çocuğumuz” yanıtını alıyorum çoğu kez.
Evet işte o yüzden önce eşimizle aramızdaki çatışmaları çözmeli, çocuğumuzun yanında ve her yerde birbirimize saygın davranan, birbirimize sevgiyle bakabilen bir kıvama gelebilmeliyiz.
Çünkü çocuklar sevinci de kaygıyı da anne babasından öğreniyor. Anne baba arasındaki huzursuzluk, bütün aileyi etkileyen karbondioksit gibi.
Görünmese de kirli hava nasıl insan metabolizmasını etkiliyor, gelişimini yavaşlatıyor, hastalıklara davetiye çıkarıyorsa, işte karı koca arasındaki sürekli gerginlikler de bütün aileyi zehirliyor.
Prof. Dr. Byron Norton’un çok önemli bir cümlesi var “Bir çocuğun üç ebeveyni vardır; Biri annesi, diğeri babası üçüncüsü ise anne ile baba arasındaki ilişki.
Bu üçüncü ebeveyn çok etkilidir.” Ve bu üçüncü ebeveyn en çok ihmal edilen, en çok yatırım isteyen… Eşler arasında sorunlar olması kaçınılmaz.
Nihayetinde aynı anne babadan doğan iki kardeş bile birbirinden farklıyken, iki farklı ailede büyümüş, bambaşka iki insan evlilik çatısı altında bir araya geliyor. Birbirini tanımak zaman alacak, anlamak çaba isteyecek.
Anlaşmazlıklar çıkacak. Mizaç farklılıklarından öte, kadın ve erkek fıtratı da birbirinden çok farklı. Yani aynı olaya kadın ve erkeğin bakışı da çok farklı oluyor.
Çünkü beyin yapıları, algılayışları da farklı.
Mesele bu farklılıkları kriz olmaktan çıkartıp, zenginlik haline getirebilmek. Sorunsuzluğu değil, sorunları çözebilmeyi ilişkimize katkı olarak yansıtabilmek.
Bunu sağlamak için de önce göz teması kurup birbirimizi dinlememiz lazım.
Sonra sorunları tespit etmek de çözmek de mümkün.
Yeter ki üçüncü ebeveynin farkında olalım ve onun da ilgi beklediğini bilip zaman ayırmayı ihmal etmeyelim