Ne zaman kaçmaya başladım ev içlerine?
Ne ara domestik bir kadın oldum ben?
Korkmuyorum bakın
Çıkıyorum dışarı…
…………….
Kaldırımda üç genç yürüyor, ellerinde çekirdek külahları var.
Bir yandan sohbet ediyor, diğer yandan çekirdek çitleyip kabuklarını rastgele üfürüyorlar.
Bir temizlik işçisi aksi yönde sokağı süpürüyor.
Henüz temizlenmiş kaldırıma birer ikişer yerleşiyor kabuklar.
İşçi öyle kanıksamış ki durumu, aldırışsız bir tavırla işini sürdürüyor.
İzin günlerinde aynı sokakta kendisi de çekirdek yiyor çünkü, kabuğu tükürerek.
Ya da piknik alanlarına çöpünü bırakıyor, mangal keyfi yaparken.
İşçi, bir yandan süpürürken, ara sıra öksürerek çıkardığı balgamı sokağa tükürüyor.
Balkonların dışına doğru bağlanmış çamaşır ipleri.. birkaç ipe asılmış çamaşırlar, çarşaflar…
Balkonda yer işgal etmesin diye, balkon dışında sergileniyor tüm mahremiyetleri…
Bir adam, ambalajını yere atarak, çocuğuna uzatıyor elindeki dondurmayı.
İki çocuk yolda buldukları meyve suyu kutusunu top gibi çeviriyor kendi aralarında.
Bir başkası bir teneke kutuyu tekmeleye tekmeleye taşıyor gittiği istikamete.
Bir adam yağmur mazgalına savuruyor sigara izmaritini…
Rüzgarın savurduğu poşetler,
Sağda, solda, köşelerde birikmiş çöp yığınları
Bir kadın sofra bezi çırpıyor beşinci kattan.
Sorsan kuşların hakkı…
Kuş besliyor anlaşılan başkasının balkonunda.
Temizlik anlayışı evin içiyle sınırlı çünkü.
Ortak yaşam alanlarında çöp atmak, yere tükürmek, temizlik anlayışına dahil değil maalesef.
İnsana saygı, büyüklerin yanında konuşmamaktan, yaşlıların ellerini öpmekten ibaret.
Küfrün bini bir para.
Bir kaç genç birbirlerinin anasına küfrederek sürdürüyor keyifli sohbetlerini (!)
Sorsan, analar baş tacı…
Sözlerini küfretmeden noktalayamayanlar var. Noktalama işareti olarak kullanıldığı için küfür namusa, onura halel getirmiyor üstelik.
Bir çocuk aşağıdan, balkondaki annesine kavga ettiği çocuğu şikayet ediyor.
“Ben onu döverim..!” diye cevaplıyor annesi.
Son ses devam ediyor, sabah dokuzda başlayan düğün eğlencesi.
Sanki türkü söylemiyor, bas bas bağırıyor düğünün türkücüsü.
Yola kurmuşlar düğün çadırını, yol trafiğe, aklım düşünceye kapalı.
Kafamın içinde bir şey çığlık atıyor.
“Niye çıktın dışarı.?”
…………………..
Ha… şimdi hatırladım.
Ben kanıksayamamıştım bütün bunları
Dönüyorum ve giriyorum evimin kapısından içeri…
Sema Güzel Kara