Bir babanın evdeki önceliği çocuklar değil, eşi olmalıdır.
Annesinin, babası tarafından sevildiğini, öncelendiğini, değer gördüğünü gören çocuk hem annenin hem de babanın sözüne itimat eder.
Aileye aidiyeti perçinlenir.
O çocuğa o ev cennetten bir köşe gibi görünür.
Çocuğunu seven, çocuğundan saygı bekleyen, onu ‘iyi’ bir evlat olarak yetiştirmek isteyen babanın yapması gereken en önemli görevleri şöyle sıralayabiliriz:
– Çocuğun annesini sevmek, ona sayı göstermek ve onun omzundaki yükü hafifletmek.
– Anneye kıymet vermeyen bir baba, ne çocuğuna değer verebilir ne de onu “efendi” olarak yetiştirmede başarılı olabilir.
– İşten eve döndüğünüzde, daire kapısından girince ilk işiniz çocukları kucaklamak olmamalıdır. Aksine onlardan izin alarak önce anneleriyle kucaklaşmalısınız.
– Aynı şekilde annenin de babaya benzer şekilde karşılık vermesi gerekir.
Ne anneler ‘babaya rağmen’ çocuk büyütebilirler; ne de babalar anneye rağmen çocuk yetiştirebilirler…
– Babanın ve annenin, birbirlerine saygı göstermeleri ve birbirlerinin kişiliklerine değer vermeleri kaçınılmazdır.
Bu, ailenin devamından ziyade, pedagojik açıdan sağlıklı çocuk yetiştirmek için olmazsa olmazlardandır.
– Çocuk anneyle birlikte, babayla beraber olunca, sağlıklı zemin üzerinde güçlü ve kuvvetli olarak yetişir.
Zemin kaygan olursa, tohum dilediğince kaliteli olsa bile kıvamında yetişemez, zamanında olgunlaşamaz.
– Babaya düşen öncelikli görev, çocuğun yetişeceği zemini yani aile ortamını çocuğa uygun bir “ruhsal tarla” olarak düzenlemek ve çocuğun kendisini, özünü ortaya çıkarmasını sırrını göstermesini temin etmektedir.
Böylece babanın, keşfedilen çocuğa ailenin bundan sonraki yetişme dönemlerinde rehberlik etmesi daha kolay olacaktır.