Gandi’nin oğlu hatıralarında anlatır:
Babamın bir günlük konferansı vardı.
Şehre götürmemi istedi.
Şehre vardığımızda bana dedi ki:
– Saat 17:00’de burada seni bekliyor olacağım. Beraber gidelim.
Ben de fırsattan istifade ederek ev için alışveriş yaptım.
Arabayı tamirhaneye götürdüm.
Ondan sonra sinemaya gittim.
Saate baktığımda saatin 17:00 olduğunu gördüm.
Babamın yanına gittiğimde saat 18:00 olmuştu!!!
Babam endişeyle nerede kaldığımı sordu.
Ben de durumu kurtarmak için yalan söyledim.
– Tamir işi uzun sürdüğü için beklemek zorunda kaldım.
Babam daha önce tamirhaneye telefon açtığı için yalan söylediğimi anladı. Ve bana dönerek:
– Seni yetiştirme yöntemimde bir yanlışım olmalı. Yalan söylemeyecek kadar sana özgüven verememişim! Nerede yanlış yaptığımı anlamak için bu 17 mil mesafeyi eve kadar yürüyerek kat edeceğim. Bu konu hakkında düşünmem lazım!
5.5 saat boyunca arkasında araba sürüp ona söylediğim ahmakça yalan yüzünden üzüntüye gark olan babama bakıyordum.
Ve orada bir daha asla yalan söylememeyi karar verdim
Babamın şiddetten uzak bu davranışı o kadar etkiliydi ki aradan geçen onca yıl boyunca daha unutabilmiş değilim.