Bazen soruluyor,
“Bebeğim emerken saçımı okşuyor, göğsüme dokunuyor, seviyor sanıp yüzüme sıkıyor, bana dokunmadan uyuyamıyor ne yapalım bundan nasıl vazgeçirelim?” diye.
O zaman biraz bana kulak verin. ☺️
?Dokunmak, “serebellar ” dediğimiz beyin sistemini etkiler.
Bu bölge güven ve şefkatin kaynağı ve bu duyguların öğrenildiği bölge olarak hayati bir öneme sahiptir.
Hepimiz biliriz, bebekler ilk dünyaya geldiğinde ağlar, ama o anda annesinin göğsüne yatırıldığında susarlar.
Bu tesadüf müdür?
Hayır, dokunmanın muzicesinin kanıtıdır.
?Sarılmak, biz ve sevdiklerimiz arasındaki bağlantıyı en kısa sürede kurmamızı sağlarken “yalnız değilim” duygusunu hissettirir.
‘Değerlilik’ duygusunu hissettirir ve geliştirir. Bütün ikili ilişkileri sağlamlaştırır.
Onay ve kabul gördüğünüzü hisseder ve hissettirirsiniz.
En başta kendinizi iyi hissedersiniz ve karşınızdaki kişiye de aynı duyguyu iletirsiniz.
Dokunmak kadar güçlü bir bağlayıcı yoktur.
?Öte yandan dokunulmaktan hoşlanmayan insanlar da yok değildir.
Bu insanların çoğu da çocukluk döneminde travma yaşayan aileler arasında çıkmaktadır.
Ebeveynlerine hiç sarılma şansı olmamış bir çocuk, yetişkin olduğunda evlatlarına hiç sarılmamış bir ebeveyn olarak, bu eksikliği gelecek nesillere aktarmaya devam edebilir.
Ama unutmayalım ki kendimizi iyileştirmek kendi elimizde.
Ailemizde görmedik gösteremem diyerek kaçmayabiliriz. ☺️
?Unutmayalım ki her canlının dokunulmaya ihtiyacı vardır. Hazır şansınız varken vakit kaybetmeden kucaklaşın sevdiklerinizle, kucaklaşın hayatla.
Dokunun hayata, dokunun hayatlara. Hem dokunmak serotonin dediğimiz mutluluk hormonunu aktive eder.
?Özellikle de çocukların çizgiyi aştığını düşündüğünüz zamanlarda daha da çok sarılın onlara, çünkü en çok ihtiyacı oldukları zamanlar o zamanlar…
?Şimdi neden bebeğiniz size bu kadar çok dokunma ihtiyacı duyuyor anladık mı?