Geçen gün bana, ‘Hocam, nasıl erken kalkıyorsunuz? Ben bir türlü kalkamıyorum. Ne olur sırrınızı söyleyin’ diyen anneye dedim ki;
“Kalkarsanız ne yaparsınız?”
“Bilemiyorum,” dedi.
İşte dedim mesele bu.
Mesele uykuya yenik düşüp kalkamamanız değil, mesele sizi yataktan kaldıracak heyecanınızı bulamamış olmanız…
Hakikaten öyle.
Eğer yüreğinizi çarptıracak bir hayaliniz, hedefiniz yoksa kalkamazsınız yataktan.
Neden kalkasınız ki?
Kalkınca ne yapacaksınız?
Evi mi toplayacaksınız?
Bulaşıkları mı yıkayacaksınız?
Sonra?
Sonra ne olacak?
Oysa insanın bir heyecanı olduğunda, nasıl da zıplar yataktan.
Hatta uyuyamaz bile, sabahı zor eder.
Uzun süredir görmediği bir dostu gelecek olsa ya da uzun süredir yüreğini çarptıran bir projesi olsa mesela, kitap yazsa, üretse, okusa, öğrense, herkes uyurken dışarı çıkıp yürüyüş yapmanın lezzetini tatsa, ne bileyim, bir şekilde kendine yatırım yapsa nasıl da kalkar yatağından…
O zaman iki söz bırakayım yüreklerinize;
ilki Fatma Barbarosoğlu’ndan:
“Her kadının ev işlerini aşacak hedefleri olmalı.”
İkinci söz Halil Cibran’dan;
“Alın yazısını değiştirecek tek şey alın teridir.”
Hakikaten öyledir…
Hatice Kübra Tongar