Facebook sayfamdan beni izleyen ve ara sıra yorumlar yazan, düşüncelerine değer verdiğim, olgun bir erkek okurum şöyle yazmış:
Evlenmeye karar verdiğimde, 32 yaşında mesleğinde mesafe almış bir yetişkindim. Kararımı verirken kimseye danışmadım. Eşimin ailesinin kapısını tek başıma çaldım. Onlara memleketimdeki ailemin adresini verdim. “Gelenektendir beni araştırın,” dedim.
On beş gün sonra çağırdılar, hayırlı olsun dediler.
Her ne kadar anlaşmış olsak da, bunu eşimin ailesine fazla belli etmemeye çalıştım. “Sadece bir iki defa çay içtik,” dedim.
Rahmetli kayınpederim eski Köy Enstitüsü mezunu, güngörmüş bir aydındı. “Senin tek başına kızıma talip olman, soyunu araştırma yolunu bize açman bizim için güvencendir,” dedi.
Ben geleneklere uygun davranarak evlendim. Kızlarımın da aynı yolu izlemelerini isterim. Onların 28 yaşından önce evlenmelerini arzu etmem. Büyük kızımın düğün/çeyiz parasının yarısını tasarruf hesabında biriktirdim. Yakında mesleğe başlayacak. Biraz da kendi biriktirsin. Adil ve huzurlu bir yuva kurmasını dilerim.
Velhasıl, ben kızlarımın evlenme vakitleri gelince bana kararlı gelmelerini dilerim. Onlara son öğüdüm herhalde şu olur: “Birbirinize saygı duyarak ve yaşamı adil paylaşarak yaşayın. Dilemem, ancak ve şayet bir gün birbirinize yabancılaşırsanız ve tekrar yakınlaşmanız mümkün olmazsa, birbirinize saygınızı esirgemeden ayrılmasını da bilin,” derim.
Hayat deneyimim ve gözlemlerim bana şunu belletti: Bizim toplumda evlilikler kolay; ayrılıklar zor ve yıkıcı oluyor. Uygar toplumlar gibi, bizim de bunu aşmamız gerekir.
***
Dopdolu bir mektup, birçok yönden insanı düşündürüyor; okurum kendini tanımış, içinde bulunduğu sistemi tanımış, soy sop araştırmasını ve kız babasının hassasiyetlerini dikkate almış.
Evlenme olgunluğuna sahip bir insanın, önce ‘olgun insan’ olması beklenir. Olgun insan deyince ne anlamalıyız? Olgun insanın üç konuda sorumluluk bilinci gelişmiştir:
1. Kendini tanıma,
2. Diğerini tanıma,
3. İçinde bulunduğu sistemi tanıma.
Evlenme olgunluğundan söz ettiğimizde de aynı boyutlar söz konusudur. Evlenme olgunluğu olan biri, olgun olmayan birine kıyasla kendinin, evlenmeyi düşündüğü kişinin ve evliliğin içinde yer alacağı sosyal ortamın daha farkındadır.
Doğan Cüceloğlu
(Evlenmeden Önce – sayfa 60, 61, 62)