Artık insanlar birbirlerine şüphe ve kaygı ile bakmakta.
Çevremizde duyduğumuz , sosyal medya veya takip ettiğimiz olumsuz haberler içten içe insanı insan yapan değerleri bir bir yıkmakta.
Bu süreci maalesef biz kendi kendimize içimize korku tohumları ekenlere fırsat vererek gerçekleştirdik. Bu satırları yazarken açıkçası boğazım düğümleniyor.
Hüzünleniyorum….
Dün bizzat yaşadığım ve oğlumun tecrübe ettiği bir olaydan bahsederek ne kadar vahim durumda olduğumuzu gözler önüne sermek istiyorum.
Yer Eminönü Mısırcılar Çarşısı…
Güzel geçen bir gezinin sonunda oğlumun isteği ile Mısırcılar Çarşısından Jelibon aldık.
Muhabbet ede ede jelibonları yerken benim gönlü geniş oğlum “Baba jelibonlar çok , etraftaki çocuklara verebilir miyim ?” dedi.
Bu davranışından dolayı içten içe gurur duyduğum oğluma “Tabi ki, çok güzel bir davranış verebilirsin” dedim.
Oğlum avucunu jelibonla doldurarak çevresinde gördüğü çocuklara jelibonlardan ikram etmeye başladı.
Buraya kadar her şey güzel giderken beni üzen sizlerin de üzülmesi gereken tarafı ise çocukların ailelerinin hiçbirinin buna müsaade etmemesi ve çocuğuma şüphe ile bakmaları idi.
Uzaktan uzağa onu izlerken yüzündeki mutluluğun defalarca aldığı olumsuz cevaplarla yok olduğunu görmek içimi parçaladı.
En sonunda dayanamayıp yanına gidip saçını okşayıp “Oğlum demek ki jelibon sevmiyorlar, üzülme dedim.”
Pembe bir yalan uydurarak, oğlumun o an yaşadığı hayal kırıklılığını gidermeye, içten içe üzülürken gülümsemelerimle o an ki olumsuz havayı dağıtmaya çalıştım.
İçimden kopan fırtınaları ona belli etmemeye çalışmak çok zor oldu.
Geçmişte bu gibi durumlarda yaşadığım mutluluklarını düşünüyorken, geleceği düşünüp hüzünleniyorum.
Biz çocukken lokmamızı hiç tanımadığımız çocuklarla paylaşırken ne anneleri ne de çocuklar bu şekilde kaygılı gözlerle bakmaz ve memnuniyetle kabul ederlerdi.
Tanımadığımız dedelerin, nenelerin, teyzelerin, amcaların ellerindeki poşetleri taşımaya hiç düşünmeden yardım ederdik.
Dedeler, nineler, teyzeler, amcalar bu talebimiz karşısında bize hiç olumsuz gözlerle bakmaz ve olumsuz cevap vermezlerdi.
Dedelerin, nenelerin, teyzelerin, amcaların bu yardımımız karşısında poşetlerinin içinde varsa ikram edilecek bir şeyleri , büyük memnuniyetler kabul eder yoksa da duaları ile her iki tarafın o an yaşadığı mutlulukla o anı noktalardık.
Şimdi bakıyorum da böyle bir durum yaşansa yardım etmeyi düşünürken bizler acaba yanlış anlarlar mı kaygısı ile maalesef yardım etmemeye karar veriyoruz.
Diyelim ki kaygımızı yenip yardım talebinde bulunduğumuzda onları yardımımız geri çevirmelerine muhatap oluyoruz. Bunun nedeni ise onların içindeki kaygıları.
Bu durum çok üzücü bir hal almaya başladı günden güne.
Yazdıkça yazasım geliyor ama bir noktadan sonra yaşadığım üzüntü buna engel oluyor.
LÜTFEN bizi biz yapan insani değerlerden uzaklaşmayalım.
Daha güzel bir dünya dileği ile…
Yakup Işık
Sınıf Öğretmeni
Instagram: Etkili Etkinlik
———