Geçen haftaydı.
Ekranda bir ünlü, çocuklarına karne zamanı verdiği ödüllerden bahsediyordu.
O kadar dehşete düştüm ki, oturdum konuğun konuşması bitinceye kadar izledim programı.
Baba, karnesi iyi olan çocuğuna ikramiye veriyormuş.
Ya da o ay çift maaş. Karnesi iyi olmayanın da maaşını kesiyormuş.
Bir de bunu eğitimde bulduğu bir deha gibi anlatmaz mı zat-ı şahaneleri, ahh cehalet!
Sonra diğer çocuklarından birinin evdeki üç televizyonu kıskançlıktan patlattığını anlatmaya başladı.
Ve bir gün çocuk herkesin telefonunu klozete doldurmuş.
“Nasıl kızdım çıldırdım, şu kadar masraf ettirdi bana” diyor.
Allahım yayına filan bağlanacağım bağlasalar, asıl bir eğitimci olarak ekran başında ben çıldırdım.
Halbuki çocuk diyor ki babaya “Babacığım beni de gör. Akademik olarak başarılı değilim ama seni çok seviyorum. Sen tarafından da koşulsuz sevilmeye ve kabule ihtiyacım var. Neden beni görmüyorsun baba? Neden hep başarılı kardeşlerimi seviyorsun? Neden beni onların ödülleriyle cezalandırıyorsun?”.
Sonra konu gülüşmeler, kahkahalar eşliğinde kapandı.
O yayını izleyen milyonlarca ebeveyn de bazıları da doğru bir uygulamaymış gibi bu örneği bir kenara yazdı üzgünüm.
O gün haykıramadım bunları ama yarın karne alma vaktiyken buradan herkese duyurmak istedim:
Karne hediyesi özellikle de maddi değeri yüksek ödüllerse bir müddet sonra amaç başarı değil ödül olur dostlar.
Ayrıca her bir karne zamanı da bu ödülü artırmanız gerekir, aksi takdirde çocuk doyuma ulaşmaz.
Ödül alamayan diğer kardeşlerin dramını ve ödül alan kardeşe hislerini yukarıda anlattım.
Önceden çocuğa başarı sonucu almayı vadettiğiniz şey, esasen ödül değil rüşvet olur zaten.
Karne tatilinde “Hadi hep birlikte bugün şuraya, gidelim, hep birlikte şunu yapalım bu dönem çok çabaladınız biraz yorgunluk atalım” demeniz ve zamanınızı onlara ayırmanız en büyük ödül olur illa ödül derseniz.
Önemle belirtmek isterim…