İlgisiz babalar tarih olacak

İlk insandan bu yana erkekler ailelerini koruyan savaşçı ve avcı baba rollerini hafif değişikliklerle de olsa sürdürerek, günümüzde eve ekmek ve para getirerek çocuklarının güvenlik ve güvencesini sağlayan aile bireyine dönüştüler.

Tarihçilere göre, özellikle Sanayi Devrimi(17.yy sonu-18.yy başı) ile artık babalar evleri terk etmiş, gün boyu fabrika ortamlarına mahkum edilmiştir.

Dolayısıyla çocuklarla geçirdikleri zamanlarda da ciddi bir azalma olmuştur. 1960’larda ise çağdaş feminizm dalgasının ortaya çıkması ile kadınların iş gücüne katılımı artmış, 1990’lara gelindiğinde evli ve çocuklu kadınlar arasında çalışma oranı %19’dan %60’lara fırlamıştır.

Gelin görün ki, John Gottman’ın Duygusal Zekası Yüksek Çocuklar Yetiştirmek kitabında da bahsettiği üzere, iki eşin de çalıştığı ailelerde bugün, babanın çocukla ilgilenme oranı, annenin üçte biri kadar (Türkiye’de en fazla beşte birdir diye düşünüyorum).

Daha da kötüsü çocukla ilgilendikleri sürede anne tarafından sürekli ne yapacağı yönlendirilen “bakıcı” rolündeler ve sürekli eşlerinden yönerge bekliyorlar.

İlgisiz bir babaya sahip çocuklar ne kaybediyor?

Gottman’ın kitabında belirtilen 1950’li yıllarda 5 yaşındaki çocuklarla başlayan bir araştırmaya göre, 1990’larda 40 yaşlarına gelen bu çocuklarda görülmüş ki, babalarından daha büyük ilgi görenler, “daha nitelikli sosyal ilişkiler” kurmuşlardır.

Yani, mutlu ve uzun evlilikler yürütmüş, çocuk sahibi olup onun sorumluluğunu üstlenmiş, aile dışındaki insanlarla da iyi illişkiler kurabilmişlerdir.

Ayrıca araştırmalar, babalarıyla iyi iletişim kurabilen çocukların akademik alanda da çok daha başarılı olduğunu gösteriyor.

Babalar, çocuklar için dış dünyanın bir temsilidir

Babalar genellikle çocuklarla annelerden farklı biçimde bağ kurarlar. Çoğu araştırma ve günlük tecrübemiz bize anlatır ki babalar daha çok oyun yoluyla iletişim kurar ve oyun tarzları annelere göre biraz farklıdır.

J Gottman kitabında babaların daha az konuşup daha çok dokunduğunu ve oyunlarının genelde duygusal anlamda bir hız treni gibi olduğunu vurgular.

Babalar çocukları gıdıklar, zıplatır, havaya kaldırır ve alt alta üst üste adrenalini yüksek hareketli ve gürültülü bu oyunlar sayesinde çocuğun tüm duyuları uyanır, akranlarıyla iletişimi iyileşir ve dolaylı olarak çocuk dış dünyaya hazırlanır.

Bahsettiğimiz babaların herhangi bir baba olmadığına bu noktada değinmek isterim, bu babalar çocuklarının duygularını onaylayan, başarıları takdir eden, asla aşağılamayan ve gereksiz eleştirilerde bulunmayan, empati kurup yol gösteren babalardan oluşuyor.

Babalık süreci, partnerinin hamileliğini öğrendiği anda başlıyor

Hamileliğin başından itibaren çocukla ilgilinen babaların, hem ileride çocukla hem de eşiyle bağı çok daha kuvvetli oluyor.

Araştırmacılara göre, eğer bir baba, bebeğin bakımına katılıyorsa (yıkama, sallama, uyutma, bez değiştirme), çocukla kurduğu bu bağlantı orta çocukluk dönemine ve hatta ergenliğe kadar uzanabilmektedir.

Burada lafım özellikle anneanne ve babaanne gibi çocuğun bakımına yardımcı olan ikincil kişilere, babanın ister istemez bir kenara itilmiş hissetmesine sebebiyet veren bu aile bireylerini bilhassa bu aşamada babayı cesaretlendirmeleri veya aradan çekilmeleri konusunda uyarmalısınız.

Babaların en büyük destekçisi olarak birincil bakıcı görevini paylaşması gereken sevgili annelere ise şöyle nacizane bir tavsiyede bulunabilirim ki, lütfen babaların bazı şeyleri kendi bildiği ya da o an uygun gördüğü şekillerde yapmasına ses çıkarmayın, eleştirmeyin aksine cesaretlendirin.

Yoksa bu bahsi geçen işlerin hepsinin üzerinize kalması kuvvetle muhtemel.

Sonuç olarak

Çoğunluğu hiç de aile dostu olmayan koşullarda çalışan sevgili babaların, “eve ekmek getirmenin” baba rolü için yetersiz kaldığı fikrine yeni yeni alıştıkları, bu konudaki araştırmaların yeni yeni sonuçlandığı, hepimizin okuyarak, araştırarak “çocuklarımız için daha iyi neler yapabiliriz”i yüksek sesle konuştuğumuz dönemlere ancak ulaştık.

Artık bugün, bir çok babanın “çocuğun eline ver tableti, aç televizyonu, otur yanına” davranışının, baba-çocuk ilişkisi için iyi bir ortam yaratmadığı ve çocuğa faydalı olamayacağını bildiğini düşünüyoruz.

Güzel günler yakında 🙂

close
Hide picture
Send to E-mail