Sade yaşarsanız, ihtiyaca göre alışveriş yaparsanız; emanetleriniz de bunu sizden örnek alabilir..
– Ben yemedim o yesin,
– Ben giyemedim o giysin,
– Ben gezemedim o gezsin,
– Ben okuyamadım o falan marka kolejde veya muhitte okusun vs. vs. derseniz bu kontrolsüz imkanlar yavrunuzu sizden ve değerlerinizden uzaklaştırabilir..
Bu imkanlar ancak ihtiyaca binaen, helal dairede kalacak şekilde, israfa kaçmıyor ve en önemlisi değerlerinize ters düşmüyorsa çocuğa sunulabilir..
– En iyi özel üniversitede paralı okuyan,
– En iyi rezidansta kalan,
– En lüks marka araca binen ve
– Haftalık asgari ücrete tekabül eden bir parayı harcayan evladın babası ah vah ediyordu karşımda…
*** Para bizi bozdu, biz -farkında olmadan- zehirledik çocuğumuzu diyordu..
Oyuncak alırken, kıyafet alırken, yiyecek alırken, tatile çıkarken, okula gönderirken, bir sınır ve kural koyarken; hep ihtiyaca göre:
– Abartmadan,
– İsrafa kaçmadan,
-Teşvik ediyorum kandırmacası ile gösterişe yönelmeden,
– Menfaatçilik yapmadan hareket etmemiz gerekiyor..
Kontrolsüz iyi niyet bir zehirdir.
Küçükken kontrolsüz, bol israf ve menfaatlerle elinizde tuttuğunuz çocuk, büyüyünce kendine de millete de bela olabilmektedir…