Yemek saatinde baba birkaç defa söyler ama Eren sofraya gelmez.
Baba, çocuğunun oyunu bozulmasın ve çocuğu üzülmesin diye yemek kâsesini alır, çocuğunun yanına gider ve kendisi yemeği yedirir.
Aşırı ilgili (hizmetkâr) aileler genelde çocuklarına hiç kıyamazlar.
Çocukları asla üzülsün istemezler.
“Çocuk o” deyip her şeye göz yumarlar. Kendi çocuklarını kimsenin üzmesini istemezler ve kendilerinin gösterdiği hoşgörüyü herkes göstersin diye beklerler.
Çocuklarına karşı sınırları yoktur. Çocuklarının yaptığı her türlü davranışı aşırı sakinlikle karşılayıp tepki göstermezler.
En fazla “Bunu bir daha yaparsan karışmam.” der ama çocuk bir daha yapınca herhangi bir yaptırım uygulamazlar. Patron her zaman çocuktur.
Hizmetkâr aile, çocuğuna sorumluluk vermez. Bütün yaşamlarını çocuklarına odaklı planlarlar. Çocukları olmadan hiçbir etkinlik yapmak istemezler.
Biri ezkaza çocuğuna laf edecek olsa ilişkilerini bile kesebilirler. Bu aileler genellikle geç çocuk sahibi olmuşlardır ya da tek çocuk sahibidirler.
Hizmetkâr ailelerin çocukları sınır çizilmeden büyüdükleri için kural tanımazlar. Her istedikleri anında yapıldığı için sabırlı olma konusunda çok başarılı değillerdir. İstekleri olmayınca hırçınlık yapabilirler.
Genelde kendilerini ağlayarak ifade ederler.
Çünkü gözyaşlarına dayanamayan ailesine bu şekilde istediği her şeyi yaptırabilmiştir. Herkes ona prens ya da prenses gibi davransın ister.
Çevresindeki herkesi kendi hizmetkârları gibi görürler. Arkadaş gruplarında en çok mızıkçılığı bu çocuklar yaparlar. Doyumsuzdurlar.
Tüm istek ve arzuları yerine getirilir ama yine de mutsuzdurlar.
Bir bardağı bile yıkamadan büyüdükleri için ilerleyen dönemlerde karşılarına çıkan zorluklarda hemen bunalıma girebilirler.
Zorluklara karşı dirayetsiz olabilirler. Gecenin bir saati hamburger yemek istiyorum diye saatlerce ağlayabilir.
Genel olarak duyarsız, sabırsız, kibirli kişilik geliştirirler.
Otobüste yaşlılara ve hamilelere yer vermeyenler genelde bu grup çocuklardır.
Kolayca insanları eleştirebilirler. Acımasız davranabilirler.
Dilek CESUR
“Seni Anlıyorum Anne” kitabından alıntıdır.