Hızın gelişimi zamanla sınırlı olsa da, nitelik gelişimi sınır tanımaz!
Sapla saman karıştırılınca olan çocuklara oluyor.
Özellikle, çocuklarının eğitim konusunda ve akademik anlamda “verimliliğini” artırma noktasında acelesi olanların bu konuyu çok daha dikkatli okumalarını öneririz.
Evet, sağlık ve psikoloji bilimi bize ileri yaşlarda bireylerdeki tepkiselliğin azaldığını kanıtlamaktadır ve bu son derece doğrudur, doğaldır.
Örneğin, 20 yaşındaki bir birey ile 60 yaşındaki bireyin “tepkiselliklerinde” en az % 20 lik bir azalma olduğu açık bir vakadır.
İnsandaki yaşa bağlı olan “hızdaki” bu yavaşlama daha bir çok karmaşık konularda çok daha uzun boyutlu olabilmektedir.
Bu gerçek bir çok ebeveyni çocuklarını erken yaşlarda verimliliğini artırıcı önlemler almaya sevk edebilmektedir.
Bu amaçla çocuklar yoğun ve çeşitli eğitim kademelerine hızlıca ve erkenden yönlendirilebilmektedir.
Söz gelimi bir taraftan okul, diğer taraftan kurslar…
Bir yandan eğitim, öte yandan özel öğretmenler… vs.
İşte burada, gelişimdeki “hız” ile “niteliği” birbirine karıştıranlar açık farkla yanılabilmektedir zira, yine bilim bize;
– Gençlere rağmen orta yetişkinlerin çok daha “karmaşık” ve daha “derinlemesine” düşünebildiklerini,
– Daha uzun vadeli planlar yapabildiklerini,
– Her konudaki sonuçları daha isabetli analiz edebildiklerini,
– Gelişmeleri ve olayları çok daha mantıklı değerlendirebildiklerini söylüyor.
Mesela yer yüzündeki gelmiş geçmiş ve/veya halen var olan bilim insanlarının ve yaratıcı güce sahip insanların insanlık adına ürettikleri incelendiğinde şöyle bir bulgu ile karşılaşmaktayız:
Söz konusu kişilerin yaşları ilerledikçe, biyolojik açıdan hızları da düştükçe, “verimlilik ve üretim” düzeylerinde çok büyük artışlar olmaktadır.
Hatta bu kimseler en iyi, en verimli, en isabetli ve en çok üretimlerini orta yaş ve sonrasında yapmışlardır.
Bir diğer araştırma sonuçları yine bu yaş grubundakiler hakkında şunu söylemekte:
“Yetişkinler, insanın düşünce, duygu ve nesnelerin zıt yönlerinin ve çelişkili hallerinin toplamından oluştuğunu fark etmişlerdir…” (İ.Ü. Psikoloji , 116).
Araştırmalarda bir çarpıcı gerçek daha kendini göstermektedir. Şöyle ki, özellikle çocukların ve genç yaştakilerin karşılaşmaktan pek hoşlanmadığı iyi-kötü, güzel-çirkin, fayda-zarar gibi zıtlıkların, orta yetişkin ve ileri gelişim dönemdekiler tarafından birbirlerine muhtaç oldukları vurgulanmaktadır.
Özetle anlatmaya çalıştığımız şudur ki siz, çocuklarınızın “bir an önce” üretken ve verimli olmaları adına onlar için;
Hangi önlemleri alırsanız alın,
Onları hangi zorluklarla muhatap ederseniz edin,
Onlara kaç konuda eğitim aldırırsanız aldırın, kaç kurs gördürürseniz gördürün bu çabalarınızın verimliliği ve çocuklarınızın üretkenliği konusunda “aceleci” olmayın.
İşin o kısmını zamana bırakın. Hatta kim bilir ya görür ya göremezsiniz.
Bunu peşin olarak kabul edin, deriz.