Başını kaldır şimdi telefondan ve evine bak.
Kaç penceren var, say hadi.
Evinden dışarıya bakan kaç penceren var?
Penceresiz ev yok, hepimize bu evleri pencereleriyle birlikte veriyorlar.
Kendi evimiz olsun, kira olsun, yahut otel odası…
Sana geniş, bana dar; ama illa evlerde bir pencere var.
Ustalar camları takıp bırakıyor, gerisi sana kalmış.
Patiska perdeler mi asacaksın üzerine, yoksa sıkı sıkıya kapatıp evini mi karartacaksın?
Güneşin ışık oyunlarını mı izleyeceksin pencereden, yoksa uçuşan tozlara mı kafayı yoracaksın?
Şöyle bir açıp soğuk havayı mı alacaksın içeriye misafir gibi, yoksa yağan yağmura mı kızacaksın, camlarda iz bırakır diye?
Pervazında saksı çiçekleri mi bakacaksın, ya da görmezden mi geleceksin canım pencere pervazlarını?
Kuşlar gelir diye ekmek kırıntıları mı ufalayacaksın günlük bir telaşla; yoksa güvercinler gelmesin diye boş cd’ler mi asacaksın boş bir gayretle?
Elinde bir bardak çay, dilinde belli belirsiz bir türküyle mi izleyeceksin dünyayı pencereden yoksa hiç kalkmayacak mısın olduğun yerden?
Sen karar ver, çünkü bu belirliyor her şeyi.
Pencere herkeste var, mühim olan senin nasıl baktığın.
Pencereden dışarıya, dışarıdan içeriye nasıl baktığımız…
Kendine iyi bak, diyoruz ya birbirimize her fırsatta; bu yetmiyor artık bize.
Hayata iyi bak cancağızım…
Hayata iyi bak,
Bu lazım hepimize…
Şermin Yaşar
Oyuncu Anne