Bugün çocukların asıl sorunu, sıkıntısı ve dramı; onların, aileleri tarafından “iyi gün dostu” olarak yetiştirilmelerindedir.
Üstelik ayni sorunu anneler babalar da yaşamaktan kurtulamıyorlar.
Bunun da en büyük sebebi, koca koca insanlar olarak çocuklarımızı sevmeyi bilmiyor oluşumuzdur.
Eğer çocuğunuzu seviyorsanız, ki ondan hiç şüphemiz yoktur;
– Sosyal bir çocuk olmasını istiyorsanız,
– El becerisi gelişmiş, algısı güçlü çocuk olmasını istiyorsanız,
– Zaman planlaması yapabilen, görevini aksatmayan, sorumluluklarını yerine getiren,
– Başta akranlarıyla ve yabancılarla “uyumlu”,
– Annesini babasını eğitim ve insan ilişkileri açısından yormayan,
– Neredeyse kendi kendine hayatı öğrenebilen, yetişkin dilini konuşabilen,
– Herşeyden de öte “zeki” bir çocuk olarak yetişmesini istiyorsanız sizlere “sadece” bir tek önerimiz olacaktır.
Şöyle ki;
– Lütfen, çocuğunuzu ailenizin “refah düzeyine” ortak etmeyin. Bilakis onu, ailenizin “hayatına” ortak ediniz.
– Buna, ilk 4 yıl içinde değil; 5 yaşından itibaren adım adım başlamanız gerekir.
– Bu yaştan itibaren çocuğunuz ister kız, ister erkek olsun; gücüne göre herhangi bir eylemde, işte, konuda sizin adeta “eliniz ayağınız” olmalıdır.
Karşılığında da en ufak bir maddi ödül almamalıdır.
Çocuğunuz, 7 yaşından itibaren de;
Acı ile,
Hayal kırıklığı ile,
Üzüntü ile,
Mahcubiyet duygusu ile,
Utanma hissi ile tanışmalıdır.
Ancak dikkat edin ki;
Siz onu bu hallerle tanıştırmamalısınız.
Kendi tanışmalı, kendi yaşamalı, kendi etmeli kendi bulmalı. Kendi karşılaşmalıdır.
Yani çocuğunuza;
– Siz acı çektirmemelisiniz,
– Onu siz mahcup etmemelisiniz, siz utandırmamalısınız.
– Ona siz hayal kırıklığı yaşatmamalısınız vs.
Günümüzde çocuklarıyla her yaşta türlü sorunlar yaşayanlar; onları sadece ailenin “refahına” ortak edenlerdir.
Örneğin;
Ailenin sadece sofrasına, imkanlarına, kolaylıklarına, mutluluğuna, sevincine, iyi gününe ortak edenlerdir.