Kişilikler mi uyumlu olmalı, beklentiler mi? Prof. Dr. Nevzat Tarhan anlatıyor:
Evlilikte çiftlerin kişiliğinin uyumlu olması sanıldığı kadar önemli değildir. Bu konuda yapılan araştırmalar çiftlerin ortak amaç ve hedeflerinin kişilik uyumundan daha önemli olduğunu ortaya koymaktadır.
“Hangi kişilikteki insanlar hangi kişilikteki insanlarla daha uyumlu evlilik yapıyor?” sorusunun cevabının arandığı bir araştırmada, birbirine uyumlu kişiliklere sahip eşlerin evlilikleri uzun yıllar takip edilmiş.
Sonuçta görülmüş ki bu çiftler arasındaki boşanma oranı toplumdaki boşanma oranıyla aynı. Bu bize gösteriyor ki, evlilikte kişiliklerin uyumundan çok eşlerin kendi kişiliğini yaşaması ve ortak hedeflere benzer hareket şekliyle yönelmeyi başarması daha önemlidir.
Bu nedenle evlenmeyi düşünen biri kendine “Evlilikten ne bekliyorum ve ne yapmalıyım?” diye sormalıdır. İnsan alışveriş yaparken bile düşünüyor, ölçüp biçiyor.
Bir eşya alırken gösterilen özenin, hayatın en önemli kararlarından biri verilirken gösterilmemesi, evliliği şansa bırakmaktan başka bir şey değildir.
Evlilik uzun yolculuğa çıkmaktır
Beklentiler evliliğe yüklenen anlamı da belirler. Evlilikten beklenti seviyesinin yüksek olması, eşler arasında yaşanan sorunların en önemli nedenlerindendir.
Çünkü yüksek beklentilerin evlilikte karşılanmaması, kişinin hayal kırıklığı yaşamasına neden olur. Bu yüzden evlilik, uzun bir yolculuğa çıkmak gibi düşünülmeli, iyi ve kötü zamanların da olabileceği hesap edilmelidir.
Önemli olan evliliğin paylaşım noktasında nasıl yaşanabileceğinin bilinmesi ve ortak değerler olup olmadığıdır.
Bununla beraber, evlilik kararında her şeyin insanın kontrolünde olması ve yüzde yüz uyumu bulmak mümkün değildir.
Kişiler, beklentileri ve amaçlarının yüzde 70-80 birbirine uyduğunu, birbirlerini tanıma konusunda da yeterli bilgi sahibi olduklarını düşünüyorlarsa evlilik kararı alabilirler.
Olaylara iki kişilik bakmak
Evlenecek çiftlerin annelik ve babalık yapacak kişiler olması önemlidir. Çünkü evlilikte çocuk sahibi olmak ya ortak ya da bir tarafın beklentisi olabilir.
Bu nedenle kadın ve erkek birbirlerini “Çocuğuma iyi bir model olabilir mi?” diye tartmalıdır. Kadın evleneceği kişinin karakter sahibi, babalık yapacak ve hayatı tek başına göğüsleyecek biri olmasını ister.
Erkek ise çocuğuna ve evine bakabilecek bir eşinin olmasın bekler.
Ortak amaçlar ve beklentiler, eşlerden birinin diğerini tahakkümü altına almasına neden olmamalıdır.
İki taraf da kendini özgür hissetmeli, kişiliğini yaşamalıdır.
Eşler ortak beklentiler ve amaçlar için enerji harcarken, olaylara ve ilişkilere iki kişilik bakmayı becerebilmelidir.
Kişilik ve davranış kalıplarının farklılığı
Farklı kültürlerde kişilerin evlenmesi aslında bir bakıma zora talip olmaktır; çünkü kültürel farklılıklar eşlerin paylaşım alanlarını da azaltır.
Farklı kültürlerin vermiş olduğu kişilik ve davranış kalıpları, olaylar, nesneler ve ilişkiler karşısında farklı tutum ve algılamaları da beraberinde getirir.
Örneğin farklı kültürlerdeki eşlerden birinin güldüğüne diğeri tepki bile vermez ya da birinin canını sıkan bir durum diğerinin hoşuna gidebilir.
Benzer şekilde hayata materyalist düşünceyle bakan biri ile semavi gözle bakan birinin sohbet edebilecek ortak bir alan bulması zordur.
Değişime açık olmak
Farklı kültürden kişilerin evliliklerinde göz önünde bulundurulması gereken nokta, kültürlerin birbirinden ne kadar farklı olduğu değil, tarafların değişime açık olup olmadığıdır.
Bir taraf ‘ben böyleyim değişmem’ diyorsa, karşı taraf zor durumda kalır. Evlilikle ‘Altın orta nokta’ dediğimiz bir kural vardır.
Her iki taraf da alışkanlıklarından taviz vererek birer adım atıp, orta noktada buluşuyorsalar kültürel farklılıklar evliliği etkilemez.
Farklı kültürlere sahip kişiler, değişime açıksalar, ortaya mükemmel evlilikler çıkabilir.
Farklılıklar ve ortak noktalar
Evlenmeye hazırlanan çiftlerin, kültür, eğitim, yaş, hayata bakış açısı, ekonomik durum gibi farklılıkların ileride sorun olmaması için birbirini olduğu gibi kabul etmesi, farklılıklar yerine ortak noktaları ön palana çıkarması gerekir.
Çünkü eş seçiminde insanın yüzde yüz kendisine uyan birini bulması mümkün değildir.
Yukarıda bahsettiğimiz konularda en uyumlu çiftlerin bile madde madde özelliklerini yazdığımız zaman mutlaka eksiler olacaktır.
Yüzde yüz kendisine uyan birini arayan evlilik trenini her zaman kaçırır. Önemli olan, benzerliklerin yani artıların fazla olmasıdır. Daha öncede belirttiğimiz gibi kişilerde yüzde 70-80 uyum varsa, evlilik kararı verilebilir.
Yalnız iki tarafın uzun vadede farklılıkların sorun olmayacağı konusunda uzlaşması gerekir.
Evlilik birbirini seven iki kişinin bir araya gelmesi demek değil, uzun bir yolculuğa çıkış ve bu yolculukta farklılıkların bir noktada uzlaşmasıdır.
Özetle söylersek evlenecek kişiler birbirlerini tamamlayabilecek mi, önemli olan budur.
Prof. Dr. Nevzat TARHAN