Çift problemlerinin önemli sebeplerinden biri de evde adaletsiz, eşit olmayan görev dağılımı.
Ekonomik özgürlüğü olmayan kadın evde tüm gün kendini paralar, aşını pişirir, temizliğini yapar, çocuğu okuldan alır, bulaşığı/çamaşırı yıkar, akşam çayı bile ocağa o koyar.
Gel gelelim eve geldiğinde “Ne yaptın ki? Tüm gün evdesin / boşsun.” gibi sözlerle değersizlik, aşağılanmışlık, sevilmeme, kontrolü sağlayamama duyguları kadını öfkelendirip kavgaların büyümesine, çiftin arasının açılmasına sebep olur.
Kanada’da British Columbia Üniversitesi’nden Alyssa Croft, Toni Schmader, Katharina Block ve Andrew Scott Baron yeni bir araştırmanın sonuçlarını yayınladılar.
7 ve 13 yaş arasındaki 326 çocuk ve bu çocukların ebeveynlerinden biri araştırma kapsamında değerlendirmeye alınmış. Birkaç ölçek yardımıyla ebeveynin cinsiyet rolleri konusundaki bakış açısı, çeşitli ev işleriyle ilişkisi ve kendine yönelik görüşleri, çocuğun ise cinsiyet rollerine ve kendi geleceklerine dair düşünceleri alınmış.
İlgi çekici birkaç bulgu var; ilkine göre, 7-13 yaş arasındaki çocuklar cinsiyet ve kariyer konusunda ebeveynleriyle aynı görüşte oluyorlar. Yani sizin düşünceleriniz çocuğunuza geçiyor.
?Daha da önemlisi, kız çocuklar babalarının ev işine dair daha eşitlikçi düşünceleri ve eylemleri olduğunda ev dışında çalışmaya dair daha çok hayal kuruyorlar.
Diğer bir deyişle, babalar ev işlerine ne kadar destek olursa kızları o kadar iş hayatına katılmayı düşünüyor.
Tersine, babalar ev işinde anneyi yalnız bırakırsa, baba açıkça cinsiyet eşitsizliğine inandığını belirtmiş oluyor ve bundan en çok kız çocuklar olumsuz yönde etkileniyor.
Yani daha çocukluktan senin işin değil erkek/adam işi demenin başka yolunu öğretmiş oluyor.
Özetle; bir ev işinin nasıl paylaşıldığı bile çocuklarımızın meslek seçimlerini etkileyebiliyor.
Bizlere de hayatın geri kalanında ev işlerini karı-koca, adil bir şekilde paylaşmak düşüyor.
Uzm. Klinik Psikolog Şule Arslan