Okula giden çocuklardan, onların ebeveynleri adına özür diliyorum.
Kıymetli çocuklar;
Annelerinizle babalarınızla görüştüm.
Onlara, okul dönüşlerinizde size okul ile ilgili tek bir soru sormamalarını söyledim, dinlemediler.
“Okuldan gelen çocuklarınıza akşama kadar evde veya müsaitse sokakta oyunlar oynamaları için izin verin, hatta onları bu konuda teşvik edin” dedim, ama sözümü tutmadılar.
Çocuklarınıza, onlar istemedikçe; “Dersine çalış, ödevini yap” demeyin.
Bunun yerine onlara yalnızca “ortam” sağlayın dedim, lakin anlatamadım.
Dersine çalışan, ödev yapan, yazı yazan çocuklarını hızlandırmamalarını, “Hadi hadi, çabuk ol biraz” şeklinde kışkırtmamalarını “özellikle” hatırlattım, ama beni duymadılar bile.
Çünkü yapacak çok işleri varmış, çocuğun ödevlerini saatlerce bekleyemezlermiş.
“Çocuklarınızı ders çalışmaları, ödev yapmaları için odalarına sakın göndermeyin, bırakın sizin yanınızda, sizden güç akarak derslerine çalışsınlar” diye çok ısrar ettim, ama kabul ettiremedim.
Zira, işten gelen babanız televizyondan haberleri izleyecekmiş.
Sonra, annenizin de dizisi mi ne varmış…
Sözlerim güme gitti anlayacağınız.
Sevgili çocuklar;
İnanın, hepinizin annesiyle babasıyla tek tek görüştüm.
Bunu nasıl mı yaptım?
Çok basit.
Tüm bu konuları da içine alan daha onlarca konuyu bir kitapta topladım.
Alıp okumaları için onlara her kolaylığı tanıdım.
Galiba okumalarını sağlayamadım.
Çünkü hala birçok evden;
Okul, ders, ödev konularında bağırışlar kulağıma geliyor.
Kulaklarım sürekli çınlıyor.
İşte bendeniz, bu hatamdan dolayı çocuklar, anneleriniz babalarınız adına tek tek hepinizden özür diliyorum ve gözlerinizden öpüyorum.