Bütün kültürlerde, bütün toplumlarda ve bütün geleneklerde asla değişmeyen ortak bir dil vardır:
Sevgi! Sevgi ile yapılamayacak şey, aşılamayacak zorluk yoktur.
Bu, o kadar kültürler üstü, o kadar evrensel bir dildir ki, bu dili öğrenmek ve konuşmak için kelimelere ihtiyacınız yoktur.
Sadece duygularla konuşabilir ve hissedebilirsiniz.
Bu dil asla yanlış anlaşılmaz, asla başarısız olmaz, asla yetersiz kalmaz.
Sevgi dili dediğimiz bu iletişim biçimi herkes için çok önemlidir ama özellikle çocuklar için inanılmaz bir önem taşır.
Çocuklar üzerinde yapılan bir araştırma son derece ilginç sonuçlar vermiş:
Yaklaşık olarak 3 ay süren bir anket çalışması sonucunda 800 aileyle görüşülerek 1100 çocuk gözlemlenmiş.
Bütün bu araştırmanın ortaya koyduğu sonuca göre 6 yaş ve altı çocukların kişiliklerinin oluşumunda en önemli olanın sevgi, ilgi ve birlikte oyun oynamak, paylaşımlarda bulunmak olduğu görülmüş.
Üstelik kaş çatmanın, sert bakışın ve kötü sözün çocukların karakterlerinde ve zekâlarında inanılmaz olumsuz etkilere yol açtığı da anlaşılmış.
Önerilen şey şu ki, çocukla iletişim kurulurken gülerek sağlanan göz teması çok önem taşıyor.
Gözlemler sonucunda anne ve babası düzgün konuşan, sevgiyle büyüyen çocukların ruhsal ve fiziksel gelişimlerinin de sağlıklı olduğu görülüyor.
Özgüvenli ve derslerinde başarılı çocuklar oluyorlar.
Aynı şekilde çocukla olan tensel temasın, onu kucaklamanın ve öpmenin çok olumlu etkileri var.
Yine başka bazı araştırmalara göre, anne ve babasından eşit düzeyde ilgi ve sevgi gören çocukların daha sağlıklı ve olumlu karakter yapılarına sahip oldukları anlaşılmış.
Örneğin 6 yaş ve öncesinde fiziksel şiddete uğrayan ve korkuyla büyüyen çocukların gençlik yıllarından itibaren topluma uyum sorunları yaşadıkları görülmüş.
Bütün bu sonuçlar da sevginin tek başına bir güç olduğunu net olarak ortaya koyuyor.
Öyleyse sevgimizi ifade etmenin pek çok yolunu bulmalı ve çocuklarımızı sonsuz bir sevgi ortamında büyütmeliyiz.
İŞTE SEVGİMİZİ GÖSTERMENİN YOLLARI:
———