Evin küçük oğlu sürahiden su doldurmak isterken kazayla suyu döküyor.
Anne başlıyor bağırmaya;
-Git çabuk, gözüm görmesin seni, sakar şey! İnsan biraz dikkat eder, bıktım senin döktüklerini kırdıklarını toplamaktan…
Çocuk boynu bükük gözler yaşlı gidiyor odasına...
Bir başka gün evlerine hoş sohbetli bir bayan geliyor.
Çaylar, kahveler, sohbetler…
Aniden misafir bayan sehpadaki suyu koltuğa döküyor.
Bayan mahcup...
Anne is başlıyor teselliye;
-Olsun, olsun hiç önemli değil. Dökülen su olsun, sileriz geçer. Sen üzme canını. Eee nerede kalmıştık?
Karşı koltukta hayretler içinde olanları izleyen bir çocuk…
Sormazlar mı şimdi anneye,
“Çocuğun misafir kadar değeri yok mu?” diye.
(Sadece anneler alınmasın üzerine)