Çocuklar bir şeye kızdığında onlara sarılırım ve birlikte nefes alıp veririz.
Bu onlara iyi geliyor, kollarımla sarıyorum ve kriz durumlarını böyle çözüyoruz.
Geçen akşam gece geç yatma isteğinden kaynaklı bir arıza yaşandı Tuna’yla aramızda.
Bir anda göz yaşları aktı, bağırmalar falan.
“Sen benim annem değilsin, benim annem böyle şeyler yapmaz, izin verir” diye bağırdı.
Sonra öfkeyle dişlerini fırçalayıp öfkeyle yatağına yattı.
Ağlıyor.
Yanına oturdum ve “Bu sen misin?” dedim,
“Bu gerçekten sen misin Tuna?”
Biraz sustu, sonra yattığı yerden “Peki bu gerçekten sen misin?” dedi.
“Neden sakinleşmeme yardımcı olmuyorsun?”
“Bilmiyorum” dedim, “Bazen ben de unutuyorum, bazen sen de unutuyorsun. Bazen hepimiz saçmalıyoruz. Hala ihtiyacın varsa, kollarım senin…”
Sarıldık sonra derin nefesler aldık.
Dün öfke kontrolünden konuştuk Tuna’yla.
“Bir şeye kızdığımda sen yoksan odama gidip yastığa sarılıyorum” dedi.
“E çünkü büyüyorsun, insanlar büyüdükçe kendilerini kontrol etmeyi öğrenirler, bazıları da öğrenemez ve sorun yaşarlar, daha kötüsü sorun yaşatırlar” dedim.
Okuldayken mesela hayalinde bana sarılabilirsin, bu da işe yarar.
Ha dedim bir de kendine sarılabilirsin, bu da iyi gelir.
Karşıdan yalnız gibi görünürsün ama bil ki; kendine sarılan asla yalnız olmaz Tuna.
Konu biraz karmaşık ama anlatabiliyor muyum?
“Evet” dedi galiba anladım. “Denerim bunları da” dedi.
“Ama sen yine de buralarda bir yerlerde ol, hayal etmeme gerek kalmasın” dedi.
Şu cümleyle anladım ki; “Büyüyorlar..”
Şükürler olsun ki büyüyorlar ve ben buna eşlik ediyorum.
Ne şans, ne büyük şans.
Şermin Yaşar
Oyuncu Anne