Çocukla yaşamak…
Diş fırçasına macun yerine el kremi sürerek “Ööö” demektir.
Ruju üst dudağa sürüp, ev terliğinizle işe koşuşturmaktır.
Büyük çocuğa kıyafet seçerken kardeşinin dolabında gezinmektir.
“Oyun oynamaya geldim çocuklar ne yapıyor?” diyen bir yakınıza gözlerinizin ışıldamasıdır.
Yemeğin malzemelerini tencereye koyup, altını yakmayı unuttuktan sonra ara ara gelip niye pişmiyor diye söylenmektir.
Çayı doldurduktan sonra demliği yerine koymak yerine buzdolabına koymaktır.
Uykunuzun en tatlı anında , çocuğunuzun sesine uyanmaktır.
Eşinizin telefonunu alıp gün ortasında farketmektir.
Faturayı ödemeyi unutup “Bu elektrikler niye kesildi” diyerek dışarı baktığınızda sadece sizin elektriğinizin olmadığını farkedip, haftasonunu mumla geçirmektir.
Tavada yumurta haşlamaya çalışmaktır.
Su isteyene çay götürmektir.
Eşinize kahve yapıp çocuğa “işte sana kahve yaptım” diyerek “ne kahvesi anne” diyen çocuğunuzla “ne yapıyorum ben” diye kendine gelmektir.
Uykusuz bir gecenizde tuvalete kalkıp “Balkona çıkınca” nereye gittiğinizi farketmektir.
Alt değiştirmek için yeni bez aradığınızda mutfak dolaplarını karıştırıp bulamamaktır.
Saç bakım spreyi yerine kafanıza temizlik maddesi sıkıp değişik gelen kokudan kendinize gelmektir.
Çocuklar büyükçe “Bir tane daha çocuğumuz olsa ne güzel olurdu” diye ateşe körükle gitmektir.
Huzurlu uyuyan çocuğu “çok uyudu, hasta mı acaba” diyerek sürekli ateşini kontrol ederek uyandırmaktır.
Dışarıda hoplaya hoplaya giden bir yetişkin olmaya alışmaktır.
Kendimiz sıcaktan patlarken hasta olmasın diye çocuğu çifter çifter giydirmektir.
Uyuduklarında “Nasıl yani ben şimdi ne yapacağım, ne yapsam ki?” diye düşünürken hiçbir şeyi yapamadan uyumaktır.
Tuvalete diye koşuşturup banyo yapacağınızı sanmaktır.
Banyoda saçınıza duş jeli dökmektir.
Özetle, hayatın en komik filminde başrolde 7/24 rol almaktır.
Bu rolümüzü elimizden geldiğince en iyi şekilde oynamaktır.
Ve varlıklarına şükretmektir.
Çocuk Gelişim Uzmanı