Silin göz yaşlarınızı…
Bu iş, sizinle başlamadı ki!.
“Hangi iş?” mi diyorsunuz?
Ruh dünyası sağlıklı çocuk yetiştirme zorluğu işi elbette.
Bu konuda her anne baba;
Ağırlıklı olarak, kendi annesinin babasının yöntemlerinin “kodları” ile işe başlar.
Çünkü, kucaklarına aldıkları ilk yavruları için yegane yol gösterici unsur, kendilerinin yetiştirilme tarzıdır.
İşte, uzmanlara şunları söylemeniz bu yüzdendir:
“- Hocam, çok şey öğrendim,
– Bu dediklerinizi de biliyorum.
– Bütün yanlışlarımın farkındayım.
– Yapmam gerekenlerin neler olduğunun da bilincindeyim; lakin yapamıyorum, uygulayamıyorum, başaramıyorum. Sanki gizli bir el beni engelliyor…”.
Hiçbir annenin babanın çocuk yetiştirme yöntemi, salt kendi çabasıyla şekillenmez.
Her annenin babanın çocuk yetiştirme tarzına;
Kendi annesinin babasının çocuk yetiştirme çabasının kalıntıları hakimdir. Hiçbirimiz, bilmiş olsak dahi, kendi doğrularımızla çocuk yetiştirmede hissi açıdan tam olarak hürriyet sahibi değiliz.
Öyle ki;
Annemiz babamız “Fizanda” yaşıyor olmuş olsalar da, yanımızda yöremizde bulunuyor olsalar da, bu gerçeğin açı değeri çok büyük değildir.
Bu nedenledir ki;
Genç annelerin babaların çocuk yetiştirme konusundaki bilinçlenmeleri ve yeteneklerinin şekillenmesi, kendi çocuklukları ele alınmadan sağlıklı bir zemine oturması oldukça zordur.
Uzmanların ve kendilerinin, arzu edilen sonuca ulaşmalarına mani olan da genelde budur.
Dolayısıyla, her annenin babanın konu ile ilgili bilinçlenmesi, kendi çocukluklarının, hatta mümkün oldukça annelerinin babalarının da işin içine katılarak bu kısır döngünün kırılması gerekir.
Böylece ebeveynlerin;
– Kendilerini suçlamalarının,
– Kendilerini yetersiz bulmalarının,
– Beceriksizlik hissi altında ezilmelerinin önüne geçilmiş olur.
Gerek kendi kendini suçlayan, yetersiz bulan; gerekse başkaları tarafından suçlanan ve yetersiz bulunan anne baba, hiç bir zaman ruhsal sağlığı korunmuş çocuklar yetiştirmeye muvaffak olamaz.
İlginç olan şudur ki;
Bir süre sonra, çeşitli olumlu faktörlerin etkisiyle hatalarının farkına varan ve doğruları uygulama gayreti içine giren annelere babalara bu konuda ilk yaftayı yapıştıranlar, yine eşlerin kendi anneleri babaları olabilmektedir.
– Kızım göz göre göre yanlış yapıyorsun.
– Yavrum beceremiyorsun işte.
– Bizi dinlemiyorsunuz ki…vs.
Başladı mı şimdi anne kız, ya da gelin kaynana çatışması?
Oysa;
Her gelinin annesinden ve kaynanasından öğreneceği bazı doğrular olduğu gibi; her annenin ve kaynananın kızından ya da gelininden öğreneceği bazı doğrular vardır.
Her iki taraf bunun, ciddi bilgilendirme ile ancak farkına varabilir.
Bu yüzden, çocuk yetiştirme konusundaki eğitim, sadece genç anne baba eğitimi değildir diyebiliyoruz.