Titiz ve mükemmeliyetçi bir anne için ne kadar sinir bozucu bir durum bu değil mi?
Gökçeada’da ağaçlarda gezerken görmeye alıştığımız sevimli keçileri, evimizin içinde mobilyaların üzerinde gördüğünüzü düşünsenize.
Hemen sokağa atmaya çalışırsınız.
Oysa aynı davranışı yapan canınız kadar sevdiğiniz oğlunuz olunca çaresiz kalırsınız.
Öncelikle söyleyeyim, yavrucuğunuz o davranışı sizi sinir etmek için, yaramazlık olsun diye yapmıyor❗
Her çocuk yaratılışı gereği, zihinsel, fiziksel, duygusal ve sosyal olarak büyümek zorundadır.
Hoplayıp zıplamalar sayesinde motor becerileri gelişir. İç organları ve fiziksel bünyesi beraberce senkronize olmayı öğrenir.
İşin acaip yanı, hoplayıp zıplamadan büyüyen çocuk sakar olur.
Minnoş minnoş ortalıkta zıplayan çocuk, fiziksel gelişimini doğru tamamladığı için daha becerikli olur.
Sakarlık yapmaz.
Ee?
N’apacağız şimdi?
Çocuk rahatça büyüsün diye, anne babalar olarak evde sinir krizi mi geçirelim❓
Merak etmeyin onun da bir çözümü var.
“Tatlı oğlum. Koltukların üstünde zıplanmaz. Koltuk oturmak için. Ama ben anladımmm… Sen zıplamak istiyosun. Bu odadaki bu iki koltuk senin zıplama koltuğun olsun. Tamam mı?” diyerek çocuğunuza fiziksel aktivitelerini yapabileceği tehlikesiz ve uygun koltuklar gösterin.
Böylece evin her yerinde koltuk tepelerinde gezmez.
Gösterilen alanı kullanır.
İç organları birbiriyle uyum içinde çalışmayı öğrenirken, siz de çocuğunuzla uyum içinde yaşamayı öğrenirsiniz.
Hem düşünsenize….
O minnacık yaşında, varoluş ve kendini gerçekleştirme mücadelesi veriyor.
Ona kızmak yerine, doğru şekilde rehber olarak, şahane yaratılışı için teşekkür edebilirsiniz….