Pek düşmeyin üzerine artık şu çocuğun.
Hem iç, hem de dış dünyasını fazla kurcalamayın.
Didikleyip durmayın hayallerini. Sorgulamayın keyfini.
Bırakın;
Canı sıkkınsa sıkkın oluversin bir süre.
Karnı açsa, yeteri kadar aç durmasını engellemeyin.
Size yakınana kadar, bu gibi hallerinden yakınmayın.
Size ne, neyi isteyip istemediğinden?
Size ne canının neyi çekip çekmediğinden?
Şunu ister misin?
Bunu yer misin?
Şuna ne dersin?
Şuraya gidelim mi, onu alalım mı?
Çocuğun keyif noktalarını kazımayın.
İstediği şeyin türküsünü tutturana kadar bekleyebilirsiniz.
Güvenin artık onun keyfine, vicdanına, hislerine.
Zira sizin ondan sorumlu olduğunuz alanları bunlar değildir.
Ona ait iki alandan sorumlusunuz sadece.
Onun fiziksel ve ruhsal sağlığını koruyup kollamaktır, uykularınızı kaçırması gereken.
Diğer o sizin üzerine titrediğiniz alanlara ise kendisi kendine yol verir.
Onu sık boğaz ettiğiniz eğitim, ahlak, değerler hassasiyeti, dürüstlük gibi olmazsa olmazlarınız, sizden kopyaladığı kadar olur.
Akademik eğitimin gerekliliğini de akranlarından, biraz büyüklerinden, görerek anlar.
Kitap okumayı,
Ders çalışmayı,
Ödev yapmayı da size bakarak öğrenir.
Sizden telkin alarak değil.
Dr. Yaşar Kuru