Çocuklar;
Onca işleri arasında, yalnızca konuşmayı öğrenmek için müthiş çaba gösterirler.
Bu işlerinin dışında;
– Sizi anlamak için,
– Ne dediğinizi öğrenmek için,
– Ona niye kızdığınızı bilmek için,
– Neden ona bağırdığınızı, ona niçin vurduğunuzu, kardeşine ne demeye sinirlendiğinizi,
– Eşinizle ne için kavga ettiğinizi anlayabilmek için, de ayrıca olağanüstü efor sarfederler.
Sadece konuşmayı öğrenmek için olan o müthiş gayretlerinin birkaçını hatırlatacak olursak;
1. Önce aylarca anlamsız sesler çıkarırlar.
2. Sonra yine aylarca zorlanarak anlamlı anlamsız heceler mırıldanırlar.
3. Daha sonra yine uzun süreler sonra büyük efor sarf ederek, heceleri birbirine tutturmak suretiyle kelimeler çıkarmaya başlarlar.
4. Bu kez yine aylardır kelimeleri birbirine eklemekle uğraşırlar ve oldukça zorlanırlar.
5. En nihayet, yıllar sonra da en sonunda konuşmayı, meramlarını anlatmayı becerebilirler.
Kimi bu noktaya;
– 36 ay ya da 1080 gün boyunca,
– 60 ay veya 1800 gün boyunca ve hiç durmadan, her gün onlarca, yüzlerce çaba göstererek ancak gelebiliyor.
[adace-ad id=”300003″]
Ama hiç bir çocuk, hiç bir gün;
– Nereden çıktı bu iş karşıma?
– Bütün zorluklar hep beni mi bulur Allah’ım?
– Ne zaman gülecek şu benim yüzüm?
– Nedir bu çilem benim?
– Ne günah işledim de bu zorlu iş geldi de beni buldu ey Rabbim?
– Çocuk olmak ne kadar da zormuş böyle?
– Anam beni doğuracağına taş doğursaydı keşke… gibi pişmanlık ve yakınmalarda bulunmaz. Hatta bunu akıllarından bile geçirmezler.
Oysa bazı anneler, babalar…
Hele de yaş aralıkları yakın olan birden fazla çocuklara sahip olmanın sıkıntısını yaşayanlar…
Hiç dillendirmeseler de, hiç mırıldanmasalar da, gönüllerinden kim bilir neler geçiyor?
Eşinin huysuzluğu, çocuklarının yoruculuğu, evin bitmez tükenmez işleri… katlanmak oldukça zor değil mi?
Ama inanın ki sıkıntı ve ızdıraplarınızın etkisi, bir çocuğun sadece konuşma zorluğu çektiğinden daha fazla değildir.
Hatırlıyorsunuz değil mi, meramını anlatmaya çalıştığı halde henüz bunu yapamayan çocuklar ne kadar stresli ve agresif oluyorlar.
İşte onların o halleri, içlerindeki çaresizliği bir nebzecik size gösteriyor olmalı.
[adace-ad id=”300003″]
Sonuç olarak;
Çocuklarınızın o ilk yıllarda, çelimsiz, beceriksiz, güçsüz halleriyle katlandıkları büyük sıkıntıyı düşünün, çocuklarınızdan ibret alın, ders çıkarın ve onlara karşı daha dayanıklı olun, diyoruz.
Dr. Yaşar Kuru
—————–
Diğer paylaşımlarımızı Facebook ve Instagram sayfalarımızdan takip edebilirsiniz.
[adace-ad id=”300004″]