Anne baba olarak, size yedi kat yabancı bir yetişkinle;
– Sohbet ederken,
– Ayak üstü konuşurken,
– Birlikte yürürken,
– Beraber iş yaparken,
ona hitaben kullandığınız sözcükleri, sıfatları ya da kavramları hatırlıyor musunuz?
Dilerseniz biz size bu konuda yardımcı olalım:
– Gelir misin?
– Şunu verir misin?
– Bana biraz zaman tanır mısın?
– Galiba şunu hatırlamadın…
– Dalgın olabilirsin, istersen bir daha hatırlatayım, ne dersin?
– Seni epey zeki buldum.
– Maşallah, oldukça beceriklisin… vs.
Peki ya kendi çocuğunuza karşı kullandığınız sıfatları, sözcükleri ve hitaplarınızı hatırladınız mı?
Bu konuda da çocuğunuza hitaben ağzınızdan çıkanları anımsamanıza ön ayak olalım, ne dersiniz?
[adace-ad id=”300003″]
Ayni örnekler üzerinden devam ediyoruz:
– Gel bakalım buraya.
– Şunu bana versene.
– Şimdi olmaz, sonra bakarız.
– Gene mi unuttun?
– Bak iyi dinle, bir daha hatırlatmam, ona göre…
– Hele şükür hatırlayabildin.
– Eh, zar zor birşey yapabildin.
Değerli anneler babalar;
Sizin gerek bir yabancı ile, gerekse çocuğunuzla ilgili bu konuşmalarınızı kapı arkasından dinleyen bir üçüncü kişi, sizin hakkınızda ne düşünür dersiniz?
İsterseniz kendi ebeveynliğinizi bir de bu açıdan değerlendirebilirsiniz.
Acaba, hangi konuşma tarzınız hoşunuza gider?
Acaba konuştuğunuz kişilerden hangisi size tepkili olur?
[adace-ad id=”300003″]
Bu gidişle, ileride kendinize soracağınız ve cevabını bulamayacağınız soru şu olur:
– Bu çocuk neden böyle oldu?
Hadi onu da biz hatırlatalım:
– Aile dışındaki birisine verdiğiniz değeri çocuğunuza vermediğiniz için.
– Yabancı birisine gösterdiğiniz nezaketi, kendi çocuğunuza göstermediğiniz için.
– Başkasına sunduğunuz saygıyı, kendi evladınıza sunmadığınız için.
[adace-ad id=”300004″]