Demir 2-3 yaşlarındayken isterdim ki legolarla oynasın.
Oynamadı!
Büyüğünü aldım olmadı, küçüğünü aldım olmadı, uçaklı aldım olmadı!
Sonra dedim ki “ya herkese diyorsun ki ilgi alanı önemli nedir senin bu lego takıntın! Sevmiyor işte çocuğun. Evi legoya boğmanın hiç anlamı yok. Her çocuk legoyla oynayacak diye bir kural yok!”
İşte insanın kendine sözü zor geçiyor.
Bir de ben çok seviyorum legoları, oynarken çok eğleniyorum, birlikte eğleniriz diye düşünürdüm hep.
Baktım olmuyor, bıraktım legoları sunmayı.
Hepsini bir kutunun içine doldurdum.
Demir arabalarla, uçaklarla ve bebeklerle oynamayı tercih etti.
Sonra 3,5-4 yaşlarındayken bir baktım legoları dökmüş önüne.
O gün ne olduysa oldu, saatlerce legolarla oynamaya başladı.
Bu yaşına geldi hala seviyor.
Öyle legoları üst üste koyup çok ultra yapılar inşaa etmiyor ama, harika hayali oyunlar oynuyor.
Mesela bu tuvaletten sonra elini yıkamayan çocuklar için yardım ekibiymiş.
Ellerindeki su hortumlarıyla çocukların ellerini yıkıyorlarmış.
O hortumlar aslında benzin istasyonun parçasıydı
Velhasıl sen bir oyuncağı/oyunu faydalı buluyorsun, seviyorsun diye çocuğun da sevmek zorunda değil.
İlgiler farklı, gelişimsel hazır bulunuşluk düzeyi farklı.
Komşunun çocuğu legolarla oynuyor, senin ki bebekleri /arabaları seviyor diye komşunun çocuğu daha akıllı/uyumlu değil.
Biz olanakları sunalım ve izleyelim.
Bırakalım tercihlerine göre oyunlarını, oyuncaklarını seçsinler.
Doç. Dr. Saniye BENCİK KANGAL – Akademisyen Anne