Bir anne adayının;
– 280 gün boyunca karnında birisini taşıması “şaka” değildir.
– Bu, bir amelelik de değildir.
– Upuzun süren söz konusu süreç, para karşılığı çekilecek yük asla değildir.
– Vücudunun tüm kemiklerinin adeta kırıldığını hisseder gibi olduğu derin sancılar içinde doğum yapmanın hiçbir maddi karşılığı olamaz.
Tüm bu çilenin karşılığı;
– Soru işaretlerinden ibaret olan bir evlada sarılabilmek, kavuşabilmektir.
– Nasıl biri olacağı, kim olacağı, ne olacağı, nasıl olacağı, neler yaşayacağı ve kendisine neler yaşatacağı hiç mi hiç belli olmayan yeni bir insan parçası ile buluşmaktır.
İşte bu yüzden hamilelik de annelik de kutsal bir dönemi içerir.
Bu süreçte eşinin ya da bir başkasının o anne adayına ve anneye hor davranması, o kimseyi ömür boyu “vicdan faturası” ödemeye mahkum edebilir.
Acaba;
Bir kadından başka hangi insan, karşılığı hiç belli olmayan bir iş için aylarca bu denli sıkıntı çekebilir?