“Bağırttırma şunu!”, “Ağlatma şunu!”
Ne çok kullanıyoruz bu cümleyi değil mi?
Özellikle de dedeler, abiler, ablalar çocuklarımıza şaka yaparken anneler, büyükanneler söyler.
Aslında hiç kötü niyetleri yoktur bunu söylerken, sadece çocuk bağırıp durmasın isterler.
Ama çocuğa farkında olmadan bir mesaj da verirler.
“Bağırırsam elde ederim!”
Üstelik “şu!” diye hitap edilen de çocuğun kendisidir.
Sanki ortamda yokmuşcasına, duymuyormuşçasına…
Adı yok mu bu çocuğun, neden işaret zamiri kullanıyoruz acaba?
Çok sevgisiz bir hitap şekli değil mi?
Şahsen bana “Şuna da bir bardak su ver!” denmesini hiiiç istemem.
Oysa ki bunun yerine çocuğa “Yavrum niye bağırıyorsun?” diye sorsak olmaz mı?
O da mesela “Ablam benden önce asansörün düğmesine bastı!” dese.
Biz de bunun üzerine “Bağırdığın zaman anlaşılmıyor ne istediğin. O nedenle senden önce basmış olabilir. Bir dahaki sefere konuşup anlaşır, sırayla basarsınız” desek daha anlamlı olmaz mı?
Bu sadece bir asansör örneği, hayatımızda bunun gibi bir sürü örnek oluyor.
Çocuklarımızla yaşları kaç olursa olsun konuşmaktan vazgeçmeyelim.
Neden yapmasını istemediğimiz hakkında, neyi istediğimiz hakkında, mutlu olduğumuz günlerde mutluluğumuz, hatta üzgün olduğumuz günlerde basit ve anlayabileceği bir şekilde üzüntümüz hakkında konuşalım.
Emin olun sizi anlayacaklar ve birden bire olmasa da zamanla uygun tepkileri vermeye başlayacaklardı.
Eee ne demişler insanlar konuşa konuşa…
Gününüz güzel geçsin
Doç. Dr. Saniye BENCİK KANGAL
Eğitici ve Bilgilendirici diğer paylaşımlarımızı kaçırmamak için sayfamızı beğenmeyi unutmayın…
Ailede Mutluluk ve Çocuk Eğitimi