Baba, kız çocuğun ilk aşkıdır, ilk sevdası, ilk güvenle tuttuğu eldir.
Zaman gelir o tuttuğu elin aynısını sevdiği erkekte arar.
Ya o eli baba hiç tutmamışsa ya da tutup da bir gün bir sebeple bırakmışsa, hangi eli tutsa bir gün elinin bırakılacağına inanır.
İnandığını da yaşar.
Yaşadıkça da hayata güveni iyice azalır.
Ama yine de o güvenli eli arar durur, yorulur ama devam eder.
Baba kucağı, babanın sarılışı, hayat kucağı, hayatın sıkı sıkı sarmasıdır kız çocuğunu.
Gururdur, onurdur baba onun için.
Dağ yıkılsa babam dağı tutar beni korur der.
Ama baba, kız çocuğuna, yanındayım demek yerine, sadece beklentileri ve istekleri ile yaklaşırsa, her şeyi koşul ve şart koyarak yaparsa, baba sadece bir otorite bir korku olur.
Kız çocuğunu güçlü hissettiren ve hayata karşı dimdik yürümesini sağlayan babadan alınan güç ve güvendir.
Baba, hayata güvenle bakamıyorsa, kızına karşı açık, paylaşımcı, dürüst olamıyorsa, hayata korkulu bakıyorsa, kız çocuğu, eş ilişkisinde de hayatında da başarısız olur.
Bir kız çocuğu, babasının annesi hakkında düşündükleri ve babasının annesine nasıl davrandığı ile kendini değerli yada değersiz hisseder.
Hayata bırakacağımız çocuklarımıza korku, gereksiz otorite ve beklenti yerine koşulsuz değer ve güç bırakalım.