60’lı yaşlarda baba ile 25–30 yaşlarındaki oğlu beraber bahçede oturuyorlardı.
Ağaca bir kuş gelmiş , bir yere bir ağaca uçup neşeyle oynuyordu.
Baba oğluna sordu;
-Bu nedir?
Evlat cevapladı;
-Kuş
Babanın gözü kuştaydı devamlı onu takip ediyordu…
Ve tekrar oğluna sordu;
-Bu nedir?
Oğlu sıkılgan bir şekilde;
-Kuş, dedi.
Babanın gözü yine kuştaydı…
Ve tekrar oğluna sordu;
-Bu nedir?
Oğlu hiddetli ve kızgın bir ifadeyle;
– Kuş, o kuş baba, neden tekrar tekrar soruyorsun bilmiyor gibi! , diyerek çıkıştı.
Baba sanki bu tepkiyi ondan beklercesine ve ona hayatının en büyük dersini vermek için ayağa kalktı ve eve yöneldi.
Az sonra elinde bir defterle tekrar geri geldi ve oğlunun yanına oturdu.
Bir sayfayı açtı ve okumasını istedi, oğul içinden okuyacaktı ki babası sesli okumasını istedi, ve notta şunlar yazılıydı.
“Bugün oğlumla beraber parka gittik, oğlum yürümeye ve konuşmaya başladı, ve biz otururken bir kuş geldi, önümüzde oynuyordu;
Oğlum sordu;
-Baba bu ne?
-Kuş oğlum,
Tekrar sordu;
–Bu ne baba?
-Kuş yavrucuğum.
O sordu, sormaya da devam etti onlarca kez, ben ise her seferinde ‘kuş’ dedim sevgiyle ve en sonunda o da bana, ‘Bu kuş’ dedi.
Seviyorum seni canım oğlum benim, iyi ki geldin aramıza, neşe kattın yuvamıza…”
Oğul bu notu okuduktan sonra yutkundu gözleri doldu ve babasına sarıldı ve şunları diyebildi.
-Affet beni babacığım o sabrı ben gösteremedim… Özür dilerim canım babam seni çok seviyorum….
Anne babalarımız hala sağ ise onları ihmal etmeyelim. Küçükken bize göstermiş oldukları sevgi ve şefkatin daha fazlasını sunmaya çalışalım onlara.
Sevdiklerini kaybedenler bilirler sonradan ‘Keşke yaşarken kıymetini bilseydim’ deyip pişman olmak çok acı bir duygudur…
Siz de bu yazıyı sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
Daha fazlası için sayfamızı beğenmeyi unutmayın…
——
Aşağıdan diğer faydalı yazılara göz atabilirsiniz.