Geçen gün bir mail aldım. Sekiz aylık bir bebeği var annenin.
Yakınları demişler ki “Anneliğini hiç beğenmiyoruz”
Bir tepem attı bu cümleye!
Ya sen anne değerlendirme yönetim kurulu başkanı mısın?
Neye göre değerlendiriyorsun?
Yok efendim sekiz aylık bir bebeğe şimdiden kurallar koyup hareketlerini sınırlamazsan misafirliğe gittiğin yerlerde seni rezil eder, oralarda da çekmeceleri karıştırır.
Sonra seni kimse evinde istemez gibi bir takım söylemler…
Ya Allah aşkına misafirliğe gittiğim evin tutumuna göre mi çocuk yetiştireceğim?
Yıllar önce evlenirken, “Yatılı misafirlerim gelir. Yatak olan mobilya bulayım ama şık olsun” diye uğraşırken görümcem demişti ki “Misafire göre ev eşyası alma. Zevkine göre al. Gelene yatacak yer elbet bulunur. Gelenler iki bilemedin üç gün kalıp gidecek, sen o evde yaşayacaksın” demişti. Çok haklıydı. Önerisine uydum ve gelen hiç bir misafir yataksız kalmadı.
Tıpkı bunun gibi çocuk bizim çocuğumuz.
Misafir bizim çocuğumuzu iki bilemedin üç saat görecek. Yaptığı her davranış, aldığı her kararla ömür billah bizim yavrumuz.
8 aylık bebek elbette çekmece karıştıracak. Hem de gidecek her gün aynı çekmeceyi dökecek.
15 aylık çocuk elbette fırlatacak, 18 aylık çocuk yırtacak. Bunlar ortalama aylar tabi.
Bebek bu misafirliğe gittiğinde, farklı gördüğü bir şeye dokunmak isteyecek.
Çünkü keşfetmek gelişimsel bir ihtiyaç. Yırtmayı atmayı da keşfedecek.
Ben bir ebeveyn olarak onun yanında olacağım, zarar vermesine engel olup, misafirlikteysem benimle birlikte keşif yapmasını sağlayacağım.
Bir köşede çayımı yudumlarken “Ayşe Hanım sakin olun bebek o keşfedecek, kırılırsa yenisini alırız” vurdumduymazlığında olmayacağız tabi.
Sonuç olarak anne değerlendirme üst kuruluna sesleniyorum:
Elalem ne der diye çocuk yetiştirilmez!
Elalem olmayın!
Saniye Bencik Kangal
Akademisyen Anne