Anneliğin bir kitabı olsa diyoruz hepimiz çoğu zaman.
Oysa hepimiz kendi annelik kitabımızı yazıyoruz farkında olmadan.
Her anneden bir şeyler öğreniyoruz.
Kimi işe yarıyor, kimisi de yaramıyor çoğu zaman.
Ben anne olmayı çocuklarımdan öğrendim.
İzledim, dinledim, fırsat verdim çocuklarıma.
Hatalar da yaptık zaman zaman,
Ama her hatadan bir şeyler öğrendik durmadan.
İlk çocuğum rehberim oldu benim.
Ben odan şikayet ederken, asıl şikayetçi olunan benmişim.
Belki hiç dile getiremedi bunları,
Ben onun gözünden kendimi izleyince farkettim.
İyi ki de fark ettim, iyi ki onun gözünden kendimi seyrettim.
O gün bugündür hep bu yöntemi uyguladım.
Ve ona nasıl yaklaşmam gerektiğini yine ondan öğrendim.
Elimden kayıp gitmesine müsaade etmedim.
Şimdilerde ise anne ve oğul olarak sohbetler ediyoruz durmadan.
Geçmişteki güzel anılarımızı paylaşıyoruz kardeşleriyle.
Ve bu beni inanılmaz mutlu ediyor.
Paylaşacak anılarımız var oğlumla diye.
Bazen akademik başarıyı ötelemek durumunda kalabiliyor insan.
Başarının da sırası gelince olacağını biliyor olmak önemli olan.
Asıl başarı aile olabilmek, paylaşabilmek ve en önemlisi de,
Anılar biriktirebilmekmiş.
Bugünlerin tekrarı yok. Sarılın, öpün, koklayın bunun sınırı yok.
Zaman akıp gitmeden, keşkeler heybenize yenilerini eklemeden,
Doyasıya yaşayın anneliğinizi,
Onun da yaşamasına fırsat verin sevginizi.
Yani size tavsiyem şudur ki;
Dışarıdan bakın kendinize, dışarıdan bakın çocuğunuzla ilişkinize…
Dürüst olun ve sorun durmadan;
“İlişkimizi nasıl daha iyi hale getirebilirim?” diye.
Aile ve Yaşam Koçu