Sevgili Arkadaşlarım,
Eğer karşı taraf farklı psikolojik sorunları nedeniyle aldatma eğiliminde biriyse, aldatılmamak mümkün değildir ancak evlilik öncesi yapılan arkadaşlıklarda bu konuya özen gösterilmeli ve ufak tefek olaylar bile ciddiye alınmalıdır çünkü bir insan bir şeyi bir kere yapıyorsa bunu tekrar yapma olasılığı yüksektir.
Ancak yine de insanların bu konuda dikkat etmeleri gereken bazı önemli noktalar vardır.
Öncelikle ister arkadaşlık ister evlilik olsun, kişiler karşı tarafla olan ilişkilerine her zaman özen göstermeli, kendileri kadar karşı tarafın duygularını ve ihtiyaçlarını da göz önünde bulundurmalı, ilişkide sürekli taviz veren, kaybetmekten korkan taraf olmamalı, kendilerine ve karşı tarafa olan saygılarını kaybetmemeye çalışmalıdırlar.
İlişki uğruna yapılan büyük fedakârlıklar her zaman tehlikelidir çünkü bir süre sonra yapılan bunca fedakârlık sanki çok doğalmış ve o kişinin göreviymiş gibi algılanır ve değerli olmaktan çıkar.
Oysa almadan vermek biz insanlara göre değildir.
Kişi her ne kadar bunları kendi isteğiyle ve karşılık beklemeden yaptığını düşünse de, iç dünyalarımız bunu kabul etmez, isyan eder.
Haklı olarak hiç olmazsa takdir edilmeyi, değer verilmeyi ister.
Bunu göremeyince ilişkide sorunlar başlar.
Karşı taraf ise bu sorunlarda kendi payını görmek yerine, eşinin değiştiğini, artık çekilmez biri olduğunu düşünerek, kendisine değer veren yeni birilerini bulma sevdasına düşer.
Hep vermek ve hep haklı olmak yerine hayatı paylaşmayı öneriyorum sizlere çünkü haklı olan kazansaydı, bu gün çok farklı bir dünyada yaşıyor olacaktık.
Zaten doğada haklılık veya haksızlık diye bir yasa yoktur, kazanan ve kaybeden vardır.
Kadın erkek ilişkilerinde ise ne kazanan, ne de kaybeden olmalıdır.
Tam bir eşitlik içinde yürüyen ilişkiler her zaman çok daha güvenilir ilişkilerdir.
Sevgilerimle…
Dr. Gülseren Budayıcıoğlu