“Al sana masanın kenarı! Demek oğluma çarptın.”
İşte klasik bir ebeveyn davranışına örnek.
Çocuk düşer yer dövülür, kafasını koltuğa çarpar koltuk dövülür, bacağını sehpaya çarpar sehpa dövülür.
“Seni yaramaz sehpa! Sen benim yavrumun canını mı yaktın? Al sana bakalım hıh!”
Bu davranışı çocuğum olduktan sonra çok sorguladım.
Yahu sehpanın ne suçu var, çocuk gitti çarptı.
Bebek de olsa kendisinin yanlışlıkla çarptığını bilmeli, farkettirilmeli diye düşündüm.
Aksi halde her olumsuz davranışta başkasını suçlayan, hatalarını farketmeyen “ben yapmadım o yaptı!” diye kendini savunanlardan olabilir diye düşündüm.
Etraf kendini objektif değerlendiremeyen, her yaptığı yanlışta başkalarını suçlayıp, her başarının kendi varlığıyla ilişkili olduğunu düşünen bir sürü insanla dolu.
Bence hatalarının farkına varan, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olup, kendini geliştirmeye açık, bu konuda iyi değilim ama deneyebilirim diyebilecek özgüvene sahip çocuklar yetiştirmeye çabalamalıyız.
Çünkü özgüven her şeyi yapabilirim diye düşünmek değil kendini objektif olarak değerlendirerek, denemeler yapmaktan vazgeçmemek ve ‘gelişen’ olmayı seçmektir.
Doç. Dr. Saniye Bencik Kangal