3 yaşını dolduran her çocuk kreşe başlamalıdır…
“Aaaaa! Bu kadar bu kadar erken mi okula başlayacak, zaten çok uzun yıllar okuyacak.”
Genellikle çevreden yapılan yorumlar bu şekildedir ama artık eski yıllardaki sokakta ve evlerde komşu çocuklarıyla bir araya gelip oyun oynama artık mümkün değil ve kreşler de okul değildir.
Oysa 3 yaşındaki çocuk artık oyun çocuğudur, grup oyunları zamanı başlamıştır ve en az bir arkadaşa ihtiyaç duyar.
Şimdi düşünün evdeki çocuğun arkadaşı kim olabilir; annesi, büyükleri, bakıcısı veya evdeki herhangi bir yetişkin.
Bu durumda büyüyen çocuk arkadaş ortamına girme, iletişime geçme ve sosyal beceriler geliştirme konusunda bu deneyimleri nerede kazanacak?
Kışın gelmesiyle evde yaşayan çocuk için hareket alanı da dört duvarla sınırlanır.
İçinde biriken (ki her çocuk bir enerji fabrikasıdır) hareket enerjisini nasıl boşaltacak? Kiminle oynayacak?
Çünkü oyuncaklar tek başına olduğunda tüm cazibesini yitirecektir.
Bu durumda ya koltuktan koltuğa atlayan, dur durak bilmeyen ve derhal hiperaktivite tanısı konan bir çocuğunuz veya elektronik bakıcı dediğimiz tablet ve telefon, televizyon karşısında vakit geçiren internet bağımlılığının ilk adımını atan bir çocuğunuz olacaktır.
Arkadaş ortamı olmadığı için paylaşmayı, sıra almayı ve toplum kurallarını öğrenmede zorlanacaktır.
Okul öncesi eğitime katılan çocuk başkalarının duygularını tanıyarak empati kurmayı öğrenir.
Okul öncesi eğitimde çocukların kelime haznesi gelişir (konuşması az olan çocuklar için özellikle önerilir).
Sorulara mantıklı şekilde cevaplar vermeyi ve duygularını rahatlıkla ifade etmeyi öğrenir.
Çocukların farklı malzemelerle etkileşime geçerek keşifler yapabileceği deneyimler yaşayabilmesini sağlar ve daha birçok sayamadığımız yararlar var.
Şimdi siz karar verin… ?
Pedagog Zeynep Handan Ağılönü