Bi kızım olacağını öğrendiğim an yüreğimde inanılmaz bir sorumluluk hissettim. Erkek çocuğun anneden alacağı şeylerle, kız çocuğun alacağı şeyler farklıdır çünkü. Kız çocuk anneye bakar, kendini görür. Annesinin güldüğüyle güler, annesinin sevdiğini sever, annesinin ‘of’ dediği şeyden kaçınır, annesinin sevmediğini sevmemeye çalışır. Böyle böyle kendini inşa etmeye başlar. Hamileliğimde bazı sözler verdim kendime ve her yeni gün bu sözleri yinelemeye çalışıyorum. Kendime diyorum ki; ‘Toplum ‘Şansım olsaydı erkek gelirdim dünyaya’ diyen kadınlarla dolu; sen kadın olmanın şükrünü yaşat kızına. Toplum evinin işini yapmayı ‘hizmetçilik’ diye ananlarla dolu; sen bir evin düzenini sağlamanın keyfini öğret yavruna. Toplum saçını süpürge etmeyi marifet sananlarla dolu; sen günlük koşuşmalar içinde kendini ihmal etmemeyi göster kızına. Toplum türlü kozmetikle nasıl kusurlar gizlenir diye dertlenenlerle dolu; sen gülümsemekten daha güzel bir makyaj olmadığını öğret evladına. Toplum yorgun olmayı mutsuzluk sananlarla dolu; sen yorgunluğun içindeki şükrü farkettir yavruna. Toplum sürekli dert anlatan kadınlarla dolu; sen derdini sadece Rabbine sunmayı anlat kızına. Toplum öğlene kadar uyuyup ‘Kalksam ne yapıcam ki’ diyen insanlarla dolu; sen bir hayali olmanın ve o hayale yürürken uykularını kaçırmanın güzelliğini göster yavruna… Benim şu hayatta uykularımı kaçıran bi hayalim daha var artık. İleride ‘Aynı anneme benzedim’ cümlesini iftiharla kurabilecek bir kız çocuğu yetiştirebilmeyi hayal ediyorum. Rabbim inşallah hepimize nasip etsin bu güzelliği…
Hatice Kübra Tongar: https://www.facebook.com/pg/Bagirmayananneler/posts/?ref=page_internal