Saat gecenin 2’si..
Zır zır çalan bir telefon.
Kocamın uykusu öyle ağırdır ki, çalan telefonu fark etmedi bile.
Ben de uykulu gözlerle üzerinde durmadım..
Başımı yastığa koyup,kalan uykuma devam edecektim ki, bir mesaj sesiyle tekrar irkildim!
“Bu ne münasebetsizlik canım” diyerek sinirle yataktan çıkıp telefonu elime aldım.
Kayıtlı olmayan bir numara aramış.. Hem de gün boyu defalarca !
Mesajı açtım ne yazıyor diye merak ettim.
Telefonlarıma cevap ver,acil! diye bir mesaj yazıyordu..
Allah Allah, kim ki bu dedim içimden !
Cevapsız sorular!
Sabahı zor ettim !
Gece mi bitti, ben mi bittim bilemedim!
Sabah kahvaltıyı hazırlarken alttan alttan eşimi süzdüm, bir yandan da ondan şüphelendiğim için kendime kızdım durdum.
Kocam işe gitti ben de soluğu üst kattaki komşumda aldım. Bu yaşadıklarımı birine anlatmazsam, evde kendimi iyice yiyip bitirecektim.
Komşum iyi kadın hoş kadındır, ağzı sıkı, zeki de bir kadındır.
Sözüme şöyle başladım: Fatmacığım seni de sabah sabah rahatsız ettim ama, dün gece neler oldu bilemezsin ! diyip olanı biteni anlattım. Bunu Faruk’a yakıştıramıyorum ama acaba beni biriyle mi aldatıyor ?
Fatma: Amma abarttın şekerim,erkek milleti bu işi öyle açık seçik yapmaz! Ruhun bile duymaz. Normalde bir şey olsa mümkün değil haberin olamazdı dedi.
Son günlerde bana karşı soğuk davrandığını diyemedim bile, utandım. Beni aldattığını ispat etmek için deliller üretiyorum gibi olacağım neredeyse!
Kafamdaki endişelerle tekrar eve geldim.
Karar verdim bu akşam tüm bunları kocama soracaktım.
Akşam oldu, kocam işten eve geldi. Elimi, askıya astığı ceketine götürüp telefonunu almamak için kendimi zor tutuyordum!
Telefonuna bakıp, aynı numarayı görmeyip, haksızlık yaptığımı düşünüp, kendimi paralamayı öyle çok istedim ki !
Suç ben de olsun ama, o bana böyle bir suçu işlemesin !
Nihayetinde banyoya gitti kocam, ellerini yıkamak için.
Hemen telefonunu alıp karıştırdım.
Aynı numarayla öğle vakti yarım saat konuşmuş.
Dün gelen mesajda olmak üzere bütün mesajlar silinmiş.
Olabilir miydi? Beni aldatıyor olabilir miydi ?
Bütün dünya o an yıkıldı ve ben, bir enkaza döndüm.
Konuşmak için provalar yaptığım, kocam benim kuruntularım karşısında kırılmasın diye kelimeleri özenle seçip ezberlediğim sözler uçup gitti !
Kocam banyodan çıkınca elimde telefonunu, gözlerimde de her an düşmeye hazır göz yaşlarımı gördü !
‘Beni aldatıyor musun?’ dedim titrek bir sesle!
Hızlıca gelip telefonunu elimden çekip:
‘Saçmalama, aldatan erkek bu saatte evde mi olur dedi?’ hazırlıksız yakalanmışçasına.
-Öyleyse dün gece seni arayan sana mesaj atan bu isimsiz numarayla yarım saat boyunca ne konuştun ? Dün gece attığı mesajı neden sildin ?
Kocam: Demek dedektifliğe de başladın, bravo!
Ben: Soruma cevap ver!
Kocam: Senin gibi kocasına güvenmeyen birine verecek cevabım yok!, dedi
Ben cevabımı almıştım.
Yüzündeki panik, bana bir açıklama yapamaması her şeyi anlatıyordu aslında.
Artık ondan cevap almama gerek yoktu.
Odaya geçip hemen hazırlandım ve arabanın anahtarını alıp kapıya yöneldim.
Kocam kolumdan tutup: Çocukluk etme, kafanda kurup kurup bana sarma dedi.
Hızlıca kolumu çekip, kapıdan çıkıp gittim.
Kime gidecektim, ne diyecektim ?
Belki de abarttım gerçekten? Ardı arası bir numara!
Tüm bunlar aklımdan geçerken bekar bir öğretmen arkadaşımın evinde arabayı durdurdum.
En iyisi Filiz öğrenmenin evinde kalmaktı.
Sabahta beraber okula giderdik. Hem ben anlatmadan soru bile sormaz bana.
Öyle de oldu.
Sabah 3 saat dersim vardı.
Gözüm hep telefondaydı.
Belki Faruk mesaj atar, gel sakin kafayla konuşalım der diye bekledim.
Nihayet telefon çaldı.
Ama arayan komşum Fatma’ydı.
‘Beraber oturup bir çay içelim’ dedi, ‘tamam’ dedim.
Tam saatinde anlaştığımız yere geldim.
Çok geçmeden Fatma da geldi.
Yüzü bir tuhaf, hareketleri bir garipti.
Sarılmadan oturup, ‘Bilmeni istediğim bir şeyler var’ dedi.
Sesimi bile çıkarmadan yüz ifademle “anlat dinliyorum” dedim.
Fatma: Apartmanı ilk taşındığım günler Faruk’un evli olduğunu bilmeden ondan hoşlanmaya başladım.
Sonra seninle evli olduğunu öğrendim ama bu hislerimi değiştirmedi.
Sonra Faruk’a yakın olmak için seni, arkadaşlığını kullandım.
Rahat rahat evine girip çıkabilmek, Faruk’la oturup yemek yemek ve çay içmek için bana sen lazımdın.
Seni tanıdıkça, Faruk’u hak etmediğini gördüm.
Evde hizmetçi gibi, bir bulaşık, bir çamaşır derken Faruk’un karısı değil hizmetçisi gibiydin.
Çiçeği burnunda bir gelin değilde ununu eleyip asmış teyzeler gibiydin.
Ne bir özen, ne de heyecan vardı sende.
Size akşam yemeğine geldiğim de, ‘Siz oturun ben şu bulaşıkları halledip geliyorum’ dediğinde Faruk’la beni bilmeden baş başa bıraktığında, tekrar tekrar bu adama aşık oluyordum.
Kahkahalarımız evin içinde yankılanırdı, adam benim yanımda mutlu oluyordu.
Senin için varsa yoksa ev işleri, öğrencilerin, akrabaların.
Faruk’un bunu anlaması biraz zaman aldı ama olsun, ben de istediğimi aldım!
Şimdi aramızdan çekil çünkü Faruk bunu sana nasıl söyleyeceğini bilemiyor! …
Ellerimi başımın arasına alıp, beynime hücum eden bu sözleri durdurmak istiyordum!
Biri üst komşum biri bir yıllık eşim, aşık olduğum adam!
“İyi de o gün sana geldiğimde neden bunları anlatmadın?” dedim yüksek bir ses tonuyla..
Fatma: Faruk istemedi, ‘zaman ver bana’ dedi.
“Allah ikinizi de kahretsin” dedim ve koşarak orayı terk ettim!
‘Neler söylüyordu bu kadın!’ dedim!
Ben onun anlattığı gibi biri değilim, ahlaksızlığına kılıf uyduruyor dedim. Hem dedim hem ağladım.
Akşama kadar Filiz öğretmenin evine gitmedim. Gezdim dolaştım.
Akşam olunca Filiz öğretmenin evine gittiğimde iki çift ayakkabı gördüm.
Kadının misafiri var ben de yük oluyorum dedim içimden.
Bu düşüncelerle zili çaldım, kapı açıldı içeri girdim.
Bir de ne göreyim !
FATMA ve FARUK !
Ağlamaktan kısılan sesimle : Sizin burada ne işiniz var, utanmadınız mı karşımda dikilmeye!
Faruk hemen yanıma koşup : Canım karıcığım n’olur beni affet, her şeyi ben planladım dedi.
Ben: Evet, çok iyi bir plan yapmışsın, beni gözümün önünde aldatmışsın da ayakta uyumuşum ben!
Faruk: Hayır öyle değil! Fatma Hanım’a ben ısrar ettim bu oyunu oynamak için çünkü beni ve ihtiyaçlarımı hiç anlamadın.
Evliliğimizin ilk gününden beri, boş vermiş hallerin, soğuk tavırların, ev ve okul arasında sıkışıp beni görmezden gelmelerin artık canıma tak etmişti.
Senden soğumaktan, sana olan aşkımın bitmesinden çok korktum.
Eğer buna müdahale etmeseydim günün birinde tıpkı Filiz Hanım’ın dediği gibi biri olabilirdim.
Beni duygusal olarak yalnız bıraktığını çok anlattım ama umursamadın, üzerinde durmadın, bana da başka yol kalmadı.
Fatma Hanım: Gerçekten çok üzgünüm, böyle bir olaya karışmak istemezdim ama Faruk bey endişelerini anlatınca kabul ettim. Yine de çok özür dilerim!
Bu yaşadığım kaçıncı şoktu Allah’ım!
Aldatılmadığıma mı sevineyim yoksa eşimi bu tür oyunlara zorladığıma mı üzüleyim?
Aslında Faruk bunları ilk kez söylemiyor ama ne bileyim, fazla ilgi bekliyor dedim.
Kendimi hep yeterli gördüm.
Halbuki bir şeyin yettiğini yahut yetmediğini karar verecek olan biz değil, muhatabımızdır!
Çok sinirlensem de, gururum kırılsa da yine de kocamın beni aldatmadığını bilmek, ilk gün ki aşkla beni sarıp sarmaladığını bilmek, cümlemin başında yazdığım tüm şeyleri unutturdu bana.
Kendi hatalarımla ve eşime uyguladığım psikolojik şiddetle yüzleştim.
Bu saatten sonra aldığım bu dersle daha dikkatli ve ilgili olmaya karar verdim
Aradan zaman geçti… İki çocuğum oldu…
Artık benim için kocam ve çocuklarımdan başka kimse ön planda olamaz!
Sizi seviyorum, canım kocam ve sevgili evlatlarım… : )
Blogger Kübra Kartal