Birçok annenin babanın, çocukları hakkındaki haklı yakınmalarını şöyle özetleyebilmek mümkündür:
– Çocuğumda okul fobisi var.
– Çocuğumu okula başlatmakta çok zorlanıyoruz.
– İlkin çok meraklı olduğu halde, şimdi okulda yalnız kalmaktan korkuyor.
– Okul çağında olmasına rağmen hala yabancılardan çekiniyor.
– Misafirlikte kimsenin yanına çıkmıyor.
– Yabancılarla konuşmak istemiyor… vs.
Bazı çocuklardaki buna benzer okul fobisi ve sosyal fobi oluşumu, ailelerini iyice yormakta ve tedirgin edebilmektedir.
Ailelerin, böylesi sorunlarla karşılaşma sebeplerine çok kısa olarak değinmek gerekirse, ilkin şunu söyleyebiliriz:
Çocuk yetiştirme konusunda annelerin babaların kendilerince ürettikleri öyle geçersiz mazeretler vardır ki, bunların hiçbiri çocuğun tırnağıyla bile boy ölçüşemez.
Bunun böyle olması, ileride ebeveynlerin önüne çıkacak yüksek rakamlı faturaların oluşmasına neden olmaktadır.
Şöyle ki;
Temeli çocuğun neredeyse 2,5 – 3 yaşlarına dayanmaktadır. 4-5 yaş gibi de anneleri babaları iyice rahatsız edebilmektedir.
Bu konu, çocuğun birçok şeyi kendi yapmak istemesiyle başlar.
Daha sonra ebeveynin “acelecilik” mazeretiyle sürer gider.
Başlıca 2 şıktan oluşan, çocuğun ruhsal açıdan gelişimini engelleyen ve ileri yaşlarda sözünü ettiğimiz şikayetlere neden olan hususlara gelince:
1. Çocuğun düşe kalka, döke saça yapabileceği işlerin, annesi ya da babası tarafından yerine getirilmesi.
Çocuğa bunun için zaman tanınmamasıdır.
Yapacağı zarar ziyana katlanılmamasıdır.
Bunlar, hepinizin bildiği yeme içme, giyinme, getir götür işleri gibi her evde çocuğun kendisiyle ilgili olan günde defalarca karşılaştığı ve yapmak istediği işlerdir.
2. Dört beş yaşından itibaren, çocuğa yaşıyla orantılı bazı sorumlulukların, görevlerin verilmemesidir.
Bu her iki ebeveyn ihmalinin altında yatan mazeret ise “evlere şenlik” sebeplere dayanmaktadır.
Örneğin:
1. Annenin babanın “acelesinin” olması.
2. Çocuğun üstünü başını kirletecek olması.
3. Evin eşyalarının lekelenmesi, kirlenmesi.
4. Bardağı, tabağı, sürahiyi düşürerek eşyaya zarar verecek olması.
İşte buna benzer kaygılar, endişeler ve düşünceler, ailelerin başına yukarıda saydığımız şikayet konularını getirip önlerine koyuverir.
Sonuç olarak;
Çocuklarında okul fobisi, sosyal fobi, sakarlık gibi istenmeyen oluşumlara sebep olmak istemeyen ebeveynler, değindiğimiz basit ve geçici mazeretlerinin arkasına sığınmamalıdır.