Hayat; şeçimlerden ve vazgeçişlerden ibarettir.
Biz küçükken bizim adımıza seçim hakkı ailemize aitken, birazda olsa büyümeye başlayınca “kendi hayatımızın patronu” oluveriyoruz 🙂
Belki hala ailemizin görüşlerini benimseyebilseydik hatalarımız asgari düzeyde olurdu, ama bir kere büyüdük ya, kimsenin fikirlerine ihtiyaç duymaz hale geldik 🙂
En iyisini, özellikle kendi hayatımızla ilgili en iyi şeyi biz bilir hale geldik.
O yüzden bizimle beraber büyüyen yanlışlarımız ve hatalarımız oluyor.
Kocaman bir şirketi hatta bir ülkeyi bile yönetmekten daha zor olabiliyor insanın kendisini yönetmesi 🙂
Duygular mantığı saf dışı bırakıp, bizi aptala bağlayabiliyor.
Bir başkasının başına gelse bülbül kesilen dilimiz, bize gelince dut yemiş bülbüle dönüyor.
İnsan kendine zarar verir mi hiç ? demeyin çünkü insan en çok kendine zarar veriyor.
Geçici hevesler, özenilen yaşantılar ve zamanından önce yaşanan her duygunun faturası ağır olur.
Hayatta belli bir düzen var ve bu düzeni kim ıskalarsa hayat onu affetmiyor.
Pişmanlıklar,keşkeler ve mutsuzluk olarak geri dönüyor.
Aslında şöyle bir etrafa baksak ve anlamak için biraz da hevesimiz olsa, aynı hatalar defalarca işlenmezdi.
Ama biz ille de başımıza gelsin diye uğraşıyoruz, çünkü başımıza gelmeden anlamamak için direnç gösteriyoruz. Bu yüzden gözümüz,kulağımız ve aklımız kapalı olarak yürüyoruz.
İyi hesap edilmemiş, “her şeyi yaparım gibi yanlış bir felsefeyle” yola çıkıyoruz. Kaldı ki her şeyi yapabilmek sadece uzaktan kolaydır ve pratik hayatta hiç bir karşılığı yoktur.
Gerçi bir insan ne yaparsa kendisine yapar, o yüzden bir insan önce kendine iyilik yapmalıdır.
Önce kendini düşünmelidir ki bu asla bencillik değildir.
Ne yapalım diye sorarsanız, ben derim ki;
-Ortak akılla hareket edin.
-Bilgisine güvendiğiniz insanlara fikir danışın.
–Hevesiyle hareket eden hüsranıyla baş başa kalır! unutmayın.
-Acele etmeyin, bu sizin hayatınız bile olsa en doğru kararı sadece siz verebilirsiniz diye bir kural yok.
-Karardan dönmek, karar almaktan daha zordur, o yüzden karar alırken oldu bittiye getirmeyin.
-Mümkünse kararınızın olumlu ve olumsuz yönlerini yazın. Neleri yapabileceksiniz iyice düşünün. Sorumluluğu zamana atıp ” zamanla alışırım” diye yola çıkmayın. Ya mutsuz ya da ‘yol’suz olabilirsiniz.
-Eğer tüm bu evreleri sağlıksız atlattığınızı düşünüyorsanız, bu noktadan sonrası sizin için muhtemelen zor olacaktır. Dayanma gücünüzü arttıracak işlerle meşgul olup sonrası için daha küçük adımlar atarak bir kaç noktayı daha yaşanılır kılabilirsiniz.
Evet,bir kere bu dünyaya geliyoruz, o yüzden seçimlerimiz ve kendimize layık gördüğümüz hayat bir kere daha önem kazanıyor.
Kübra Kartal
instagram__ @kukartal