Beliniz iki büklüm olduğunda çocuğunuz size;
“Daha ne istiyorsunuz?
– Yediğiniz önünüzde, yemediğiniz ardınızda.
– Odanız kışın sıcacık, yazın serin.
– Hastalandığınızda doktora götürüyorum… Ama hala siz, beni yanınıza alıkoymak istiyorsunuz. Size zaman ayıramam ki. Ben görevimi ancak yapıyorum. Üstelik de oldukça yıpranıyorum.
-Kalan zamanımda da çalışmak zorundayım. Benim de kendime göre ailem var. Anlayın artık…” diyorsa ve size zaman ayırıp, kendi içinde var olan sevgisini haklı olarak gösteremiyorsa,
bunun sebebini merak ediyor musunuz?
Hani onun çocukluğunda;
Sizler çalışırken, eve yorgun argın gelirken sizden çocuğunuz kendisi için “ayrıca” zaman ayırmanızı istiyordu ya.
Onunla oynamanızı, onu dinlemenizi, onunla özel olarak ilgilenmenizi istiyordu ya.
Ve siz her seferinde;
– Ayak altında dolaştığında ona: Doğru odana bakalım, marş marş.
– Sevgi ve ilgi için “yoktan yere” mızmızlandığında: “Elinde avucunda, odanda dolabında her şeyin var. Daha ne istiyorsun?”
– Kabahat işleyip eşyaya zarar verdiğinde: “Gözüme görünme, kaybol çabuk…” diyordunuz ya…
Şu anda ödediğiniz, işte o faturadır.
Dr. Yaşar Kuru
https://www.facebook.com/yasar.kuru.35
www.yasarkuru.com