Bebek ve küçük çocuk için emzik;
Sanal ve kötü bir sakinleştiricidir.
Ruhsal isteklerini erteleyici bir gereçtir.
Hislerini, duygularını giderici değil; bilakis “bastırıcı” bir faktördür.
Derdini anlatmasını engelleyen bir araçtır.
Ruhsal gerginliğini bilinmeyen bir zamana erteleyen eşyadır.
O an yaşadığı stresini, sıkıntısını tekrar yaşamak üzere onları, ileriye ve belli olmayan bir zamana tehir eden bir geciktiricidir.
Çocuğu “yalancıktan” susturan ve ebeveyne o an için nefes aldıran bir oyalayıcıdır.
Çünkü anneler babaların haklı olarak tahammül edemedikleri en rahatsız edici ses bebek ağlamalarıdır.
Emzikle susturulmuş olan bebek;
Sıkıntısını, sorununu, derdini, stresini ebeveynine anlatmaya muvaffak olamamış olan bebektir.
Zira ağlayan bebeğin az ya da çok mutlaka içsel bir sorunu vardır.
Bu, ya fizyolojiktir ya da ruhsaldır.
Ya susamıştır, ya da karnı açtır.
Ya gazı vardır ya da uykusu… vs.
Bebek henüz konuşamadığı için, iç dünyasında ve bedeninde var olan sorununu ağlayarak dile getirmek zorundadır.
İyi ki de öyledir.
Yoksa biz anneler babalar başka türlü onun isteklerini anlayamazdık.
İşte, onun gerginliklerini anlama yeteneği ya da o an için giderme imkanı olmayan anneler babalar için emzik, “sanal bir susturucu” görevini görmektedir.
Etrafındaki yetişkinler tarafından bir türlü anlaşılamayan ya da giderilmeyen gerginliklerini aylarca, yıllarca emzik kanalıyla bastıran bebek; konuşmaya başladığından itibaren de emzikle olan bu bağını sürdürmek ister.
Ancak çocuğun yaşının ilerlediğini, kendisinin de geliştiğini, büyüdüğünü düşünen ebeveynler, genelde uygun olmayan yöntemlere baş vurarak çocuğun emzikle olan bağını koparmayı son çare olarak düşünürler.
Çeşitli tiksindirici uygulamalar sonrasında emziği bırakan çocukta ileride, kaynağı anlaşılamayan değişik ruhsal tepkiler gelişebilir.
Örneğin;
Küçüklüğünde duygularını yıllarca emzikle bastıran çocuk; her heyecanlandığında, her endişeye düştüğünde, her korku yaşadığında ve her kaygılandığında elini ağzına götürebilir, tırnak yiyebilir, ağzını ve dudaklarını meşgul etmek isteyebilir.
Çünkü küçüklüğündeki yöntemi kullanmak suretiyle duygularını bastırma alışkanlığını sürdürmeyi dener.
Her streste ve heyecanda eli ağzına gidebilir.
Çözüm olarak anneler babalar;
1. Her ağladığında bebeklerine emzik vermeyi düşündüğünde, onun ağlama sebeplerini araştırıp gidermeyi keşfetmelidir.
Çünkü emzik bir ihtiyaç değildir.
İhtiyaç olan şey, o an bebeğin bilemediğiniz sıkıntısının giderilmiş olmasıdır.
2. Emzikle uykuya geçmeye alıştırılan bebek, uykuya dalınca ağzından emzik alınmalıdır.
3. O ya da bu şekilde emzikle yıllarca bağ kuran çocuğun emzikle bağını kesmek için hiçbir tiksindirici yönteme baş vurulmamalıdır. Bunun yerine her emziğe müracaat ettiğinde ona, ağzını, ellerini meşgul edecek ortam oluşturmalıdır.
Diğer paylaşımlarımızdan haberdar olmak için facebook sayfamızı beğenmeyi unutmayın…