Çocuklarımız ödev yapmak istemiyor, okulda ve sınıfta ciddi sorunlar yaşıyor.
Çocuklarımız ödev yaptığında övgü, iyi not getirdiğinde takdir görüyor ancak; ödev yapılmadığı ve iyi not gelmediği zaman bunun tam tersi oluyor.
Bu durumda çocuklar; hata yapma ve başarısız olma duyguları karşısında alacakları tepkilerden dolayı büyük stres yaşıyor.
Çünkü çocuklar; hem okul ve sınıfta hemde aile ortamında ödev ile kontrol edildiklerini düşünüyor.
Sınıf öğretmeni, dostum Leyla Hanım bu konu üzerinde bir çalışma yapıp yapamayacağımızı sordu.
Dün akşam Kadıköy sahilindeki çay bahçesinde buluştuk, aklımdakileri heyecan içerisinde kendisiyle paylaştım ve bu sabah beşinci sınıf öğrencileri ile biraraya geldim.
Öğrencilere, hata yapmanın da hayatın önemli bir parçası olduğunu her insanın zaman zaman hata yapıp başarısızlık yaşayabileceğini aktarabilmek için onlara boş kağıtlar dağıttık ve bugüne kadar yaptıkları beş hatayı yazmalarını; bu hatalara nelerin sebep olduğunu ve sonuçta bu hatalardan neler öğrendiklerini özetlemelerini istedik.
Yazma işlemi tamamlanınca her öğrenciye, cevaplarını sınıfla paylaşmak isteyip istemediklerini sorduk.
Çocuklar, yazdıklarını gönüllü olarak tüm arkadaşlarıyla paylaştılar ve bunun üzerine bir sohbet başlattık.
Bu sohbette bu sınıfın dışındaki diğer insanlarında hata yapabileceğini, başarısızlığın da bizi geliştirebileceğini farkettik.
Bence sınıf ortamında yapılan bu çalışma; çocuklarımızın kendilerini değerlendirmeleri açısından önem taşıyor.
Çocukların kendileri olarak var olmalarını sağlayan kuralların olduğu aile ortamında; çocuklar kendi niyetlerini seçebiliyor.
Böyle olunca da çocuk, anne baba yada öğretmen övgüsüne bağımlı olmadan sadece kendine hesap verir hale geliyor ve ödevlerinde zorlanmıyor.
Saygı ve sevgilerimle.
Dr. Çiğdem Gül Uğural