Bir anne çocuğuna;
Kendi ufkundakileri, kendi zihnindekileri, kendi hayalindekileri yüklemeye çalışırsa,
Aynı şekilde bir baba da çocuğuna;
Doğal olarak eşinden çok çok farklı olan kendi bakış açılarını, düşüncelerini yüklerse,
Öte yandan;
Benliğini ve kişiliğini koruma savaşı veren çocuk da, kendi dünyasını öne çıkarma gayreti içinde haklı olarak olunca, sizce çocuk başarılı mı olur, yoksa “sıradan” ya da hiç bir özel yeteneği gelişmemiş tuhaf bir insan mı olur?
Örneğin aynı tencerenin içine;
Anne nohut, baba patlıcan, çocuk da kiraz koyarsa, pişen yemeği kim yiyebilir?
İşte bu yüzden;
Çocuğun dünyasını çocuğa bırakmak en uygun çocuk yetiştirme yöntemidir.
Ama ya çocuk yanlış yaparsa?
Ya yolunu şaşırırsa?
Ya başkasına çekerse?
Ebeveynlerin bütün telaşı bu maalesef.
Neden maalesef biliyor musunuz?
Çünkü o anne, o baba, çocuğa öğrettiklerinin doğruluğundan emin değil.
Şöyle açıklamaya çalışalım:
Çocuk konuşmaya başlar başlamaz yıllarca her şeyi onlara sormuyor mu?
-Evet.
Onlara sorarak hayatı, dünyayı, olayları, “yolları” öğrenmiyor mu?
-Evet.
Eğer onlardan öğrendiği doğruları “doğru bir yöntemle” öğrenmişse, neden yabana gitsin ki çocuk?
Eğer size Ankara’yı soran birine “doğru bir şekilde” Ankara’yı tarif etmişseniz bulur.
Yoksa bulamaz.
Çünkü, sizin tarifimiz üzerine yola devam edecektir.
Anlaşılıyor ki biz ebeveynler olarak, kendimizden, kendimizin çocuk yetiştirme yöntemlerinden, onların doğruluğundan “emin” değiliz.
Böylece çocuklarımıza da güvenmiyoruz.
——————
Aşağıdan diğer faydalı içeriklerimize göz atabilirsiniz…