Dün ve bugün “Kadına şiddet, en büyük ihanet” toplantıları vardı.
Bu konuda hepimiz aynı görüşte, aynı duadayız elbette:
“Güzel ülkemin güzel hanımları, anneleri artık şiddet görmesin…”
Lakin ben başka bir şey daha ekleyeyim istedim.
Şiddet deyince aklımıza direk fiziksel şiddet geliyor.
Dövmesin, bedensel zarar vermesin diyoruz.
Hadi bir adım ötede psikolojik şiddetten bahsedenlerimiz de var.
Hakaret etmesin, aşağılamasın, rencide etmesin istiyoruz…
Bence şiddetin bir türü daha var.
Bir anneyi ebeveynlik yolculuğunda yalnız bırakmak, ağlayan çocuğu işaret edip “sustursana çocuğunu” demek, çocuğunun kaçıncı sınıfa gittiğini bilmeyecek kadar ona yabancı durmak, babalığı yalnızca “eve para getirmek” olarak yaşamak, annenin destekçisi, yoldaşı, düştüğünde elinden tutup kaldıranı olmamak da şiddet ve pek çok anne bu ‘şiddeti’ ne yazık ki yaşıyor.
Bu yüzden ben derim ki:
Maharet anne-baba olmakta değil; ‘ana’ gibi anne, ‘babalar’ gibi de baba olabilmekte.
Rabbim her aileye nasip etsin…
Hatice Kübra Tongar
————